Ben yalancı şâirim
Hepsi yalan yazdıklarımın
Ve en sevdiğim yalan
Sensin...
(Cizre/Şırnak 08.05.2006)
Bir arefe akşamı
Gönlüme bir gül düştü
Sarıldım iklimine sonbaharın
Önce kalbim düzensiz attı
Sonra göğsümü birbirine kattı
Ve gitti, ta şurama battı
Yüzüme sürmeye nur dedim sana
Verdin ama gayrı yüzüm kalmadı
Yolundan çıkarsam vur dedim sana
Her yanım eğrildi,düzüm kalmadı
Gönülsüz duada dil dönmez olur
Nur dağında kar olayım
Beyaz olsun benim rengim
Eriyip akar olayım
Ayas olsun benim dengim
Nur dağında taş olayım
Kim Sen'inle dost olmayı seçerse
Heybetinden arşa çıkar Yâ Vâsî
Mü'min olan ismin ile içerse
O çeşmeden şerbet akar Yâ Vâsî
Önümüze arş-ı âlâ serilse
Çürümüş bedenler sardı dört yanı
Aklıyla işleyen demirde mi suç
Aktı dağa taşa müslüman kanı
Canını ver diyen emirde mi suç
Kararmış fikirler yön verdi bize
Sözüm kılıç özüm Bedir
Bir şer ki hâli bendedir
Bir gazelin derdi nedir
Yüreğimden kopan bilir
Ömür bildim tutsaklığı
Başladım yürümeye köşe başından.
Ne karanlık var sokaklarda...
Ne de uğultu...
Duymadım,görmedim.
Ne biçim sokaklar bunlar!
Korkutmazlar mı adamı,
Koşulmaz yıllarca ardından hiçin
Varırsın mezîle yâr bulamazsın
Değmez tek damla yaş, bir arsız için
Ağlarsan bu bağda gül olamazsın
(adana-17.09.2005)
Gene sendin düşümdeki
Başka biri olmaz gülüm
Feryad idin yaşımdaki
Derdim gayrı dolmaz gülüm
Getir dedim ben öreyim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!