Bir yüzü dağların ummâna bakar
Her nehir gün gelir ummâna akar
Gözlerden dökülen her yaş tânesi
Ateşi söndürüp ummânı yakar
(Selâm olsun Zehrâ'ya ve Zehrâ'lı kullara...)
Zehrâ
Yolu yar başından geçer gibi geçmek
Dilim Kâbe oldu, kalbim tavafta
Aşk eyledim Teâlâ’ya Araf’ta
Bin duâyla yükselirken Mîrac’a
Erenlerle aynı yolda tek safta
Dilim Kâbe oldu, kalbim tavafta
Ey çaşıt benimle tutmaya bilek
Bir damla dünyâlık yüreğin var mı
Aksindir duvara astığın elek
Gayrı bundan sonra gereğin var mı
(adana-10.09.2005)
Karanlık bir kuyu dibi
Daldırdılar Allah dedim
Kudurmuş köpekler gibi
Saldırdılar Allah dedim
Bir belâdır çıktı nerden
(Merhum Mehmed Âkif Ersoy’a lise yıllarımda yazdığım ve bana yetişkinler kategorisinde Adana birinciliği getiren biricik şiirim... Düzeltilecek çokyer var ama, o günün heyecanının anısına, olduğu gibi yazıyorum...)
Her sözcüğü nakış nakış kilimdir,
Dedi; daim düşündüren dilimdir,
Ağartan saçların müspet ilimdir.
Okuyanı diyar diyar gezdiren...
Ellerimde kelepçe boynumda tam dört ilmek
Kurtuluyoruz hepçe, görün neymiş dirilmek
Bu yola er olanı zincir tutar mı sandın
Kalbi aşkla dolanı toprak yutar mı sandın
Gözlerimde can izi, ellerim nasır tutmuş
Her bakışta bir sızı, sözcükleri kurutmuş
Ölüm değer mi derken, güne hasret dağlara
Vakit ne geç ne erken, benzer yıkık çağlara
Mevsimleri şaşırdım
Kokusunu unuttum gülün
Bir daha
Bir damla su göse Kızıldeniz
Sayarım gözyaşlarımı
Bir gün uyanacaksın başın göğe dönük
Göz kırpacaksın yıldızlara,onların sana yaptığı gibi
Sağ tarafına çevirdiğinde yüzünü
Kendini göreceksin rüya misali
Ağlayacaksın
“Ben o muyum,o ben mi” diyeceksin kendi kendine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!