Aydın Aktay Şiirleri - Şair Aydın Aktay

Aydın Aktay

Salınıp duruyorduk orda:
Her mevsim gülümsemeye çalışan hüzünle
mevsimler anlamını kaybetmiş bakıyorduk,
bir soru ve bir ürperti ile gelen aşk için şakıyorduk,
yaprakları hışırdatan bir telaşe ile...
Sıyrıldık hayattan

Devamını Oku
Aydın Aktay

giydik en kalın esvabını yalnızlığın
yine de üşüyoruz...
düşlerimize kıran girdi
kadife desenli rüyalarımıza...
gezdirsin diye bindiğimiz gemiler limansız şimdi
demirleyen hayallerimize tosladık...

Devamını Oku
Aydın Aktay

Ölmeye doğmaktır Yaşamak
Savurgan bir hayatın doğurgan dünyasında
Bir gün yitimi gibidir ölüm, alabildiğince doğal bir o kadar da sade
Ama yaşamak kadar kanıksamadığımız hiçbir zaman.
Her yeni gün yeni bir doğumu karşılarken,
Hayat bir ölüsünü daha uğurlamaya hazırdır.

Devamını Oku
Aydın Aktay

Hep başka bir hüzne yakışan bakışlar gördüm,
Tek bir aşka teşne bakışan.

Başka bir hüzne yakışan bakışların
Aşka bir başka yakıştığını gördüm

Devamını Oku
Aydın Aktay

Kızcağızım,
Yeryüzünün çıldırtan halleri başkadır
başkadır, kanartan, ayartan bir vaşakla birlikte
yaşamanın aczini anlatmak
sığmaz bir geceye

Devamını Oku
Aydın Aktay

Nihayetsiz bir şarkının son nağmesiyim
Her gün nihaventle okunan.

Seher yelinden olmaz ki haberim
Olsun bana rağbet gönül telinden

Devamını Oku
Aydın Aktay

Dediler ki
Kehribar bakışlı gözlerin
Olmazmış matemi
Yanıldılar.
Bir yanılgının peşinde
yaşanan serüvenler

Devamını Oku
Aydın Aktay

Titrek bir günün ürkekliğidir boşalttığım omuzlarımdan
Barbaros Bulvarı’nın orta yerinde bir şarkıdır nefesim
salınan adamların soluyan adımlarını izlerim,
bir direniş tadında dökülüyor akşam dudaklarımdan.
Sonra, solgun akşamları tanıyor zaman
akıp gidiyor boğazın serin sularında…

Devamını Oku
Aydın Aktay

Oyuna Yeniden Başlamak
'Bakınıp Duruyorken, Orda bir yerlerde'

Gördüm, sararan bedenlerin her biri memnunmuş renginden
ve her renk kendini solmaz söylemlere yaslamış,
ölüm bir utanç gibi yakalamış her yerimizden

Devamını Oku
Aydın Aktay

Sözler dolanıp dururdu her mevsim. Biz, kelebeklerle yaşardık her şeyi, yaşardık ve şarkılar yetmezdi sevdalarımıza. Kurutulmuş kelebekler gibi dizilirdik, kitapların tozlu sayfaları arasında.

Buyruklar karşılamaya başlayınca gençliğimizi, anladık orada her mevsim boğazımıza tıkılan sözlerin anlamını.

Bir hiç üzre yaşamakmış, ürpertisiz ve hayreti eksik bırakan lokmalarla azıklanmakmış şiir.
Ve şair, sefaletinden saltanatlar devşiren bir aylak,

Devamını Oku