Aydın Aktay Şiirleri - Şair Aydın Aktay

Aydın Aktay

Evet, inadına ayaktayız
hala müslümanız üstelik.
Ah, hem de nasıl,
Şaşırtıcı değil mi?
Lübnan’da oyunlarınızın bir parçası
Filistin’de tanklarınızın asfaltıyız

Devamını Oku
Aydın Aktay

Karıp onca yığını birbirine
orta yerinden çıkardım
gecenin şefkatini
bununla avunabilirim.

Sensizliğine sessizlik karıldığından beri

Devamını Oku
Aydın Aktay

Yorgun bir usla, üşengeç parmaklarım
Ve dolambaçlı bir arayışın
Sonuç vermez yasını tutmaya
Her gece hazır diğer azalarım
Hepsi bir olup tutacak yine gece nöbetini
Bir boşlukta gidip gelen sarkaç

Devamını Oku
Aydın Aktay

Bu sefer, son bir kez ve ilk defa, bu kurbanınla,
'adanmış bir hayat getirdim sana' diyebilecek misin O'na,
aldanmış olduğun onca hayattan sonra...

Boynunu büküp O'nun karşısında durabilmeyi,
insanların yanında tevazü ile eğilip gitmeyi,

Devamını Oku
Aydın Aktay

Çinko çatılar üzerine yağan yağmur taneciklerinin ortaya çıkardığı muhteşem harmoniyi, ses güzelliğini içine çökmüş Siirt sokaklarında, evimizin çinko çatısının altında dinlerken aldığım müthiş hazzı edindiğim huzuru hep özlerim.
Soğuk bir esintinin ansızın ensemize değişinden tüylerimizi diken diken edişi ve anlık süren lezzetini ben bir yağmur boyu tadardım. Sonrasında etrafa yayılan yağmur-toprak karışımı nefis koku da bu lezzeti doruklara çıkarırdı.
Ankara’da herhangi bir apartman katında bu lezzeti çocuklar benim gibi duyumsarlar mı bilemiyorum. Bildiğim, o zamanlardan bu zamana o muhteşemlikte bir lezzetin uzağında bulunuyor oluşum gerçeğidir.
Sağnak halinde aniden patlayan yaz sağanakları veya Nisan yağmurları her tarafı bataklığa çevirse de Siirt yağmurlarından sokak görüntüleri dışında aklımda kalanlar bu görüntünün arkasında yaşanan ama görünmeyen, her Siirt’li çocuğun kendi çinko çatısının altında mutlaka yaşadığını düşündüğüm lezzeti.
Sokaklardaki tufan görüntüsü aslında dönemin siyasetçilerinin yatırım tercihlerinin ifşasının hazin bir sonucuydu. Siirt’in onlar tarafından ihmal edilmişliğinin belgesiydi adeta…
Siirt etrafı tepe

Devamını Oku
Aydın Aktay

Bakıp hayatın o duvağı kaldırılmamış gizine, bir anlam edinmek için gözlerimi yorunca, acz içinde bana döner gözlerim.
Düşündüm, nedir beni hayatın bu kesik raksına bağlayan şey?
Bilemedim, noktasız bir cevapla yaşamak kaldı bana her şeyi...
Baktım, benim diyeceğim hiçbir şeyi yok ve mahzun bir boyun taşımaktan öte hiçbir anlamı yokmuş hayatın,
utanç duymak belki de,
bu bile noktasız

Devamını Oku
Aydın Aktay

Biz Filistinli çocuklar,
inadına ayaktayız
hala müslümanız üstelik.
Ah, hem de nasıl?
Şaşırtıcı değil mi?
Lübnan’da oyunlarınızın bir parçası

Devamını Oku
Aydın Aktay

İnsanı ufaltıp kendisi büyüyen hayallerle yaşarken hep çıkmaz sokaklara tosladım. Öyle ki her köşe başında bir cennet beklentisi ile ama her dönüşte karşılaştığım duvarlar.
“İnsan, acılara katlanmayı öğrenmelidir.” Diyordu Sopokhles
“Acılar insanı olgunlaştırır.” Diyordu bir başkası…
Bu düşünceleri sadistçe veya mazoistçe bir yaklaşımla benimsiyor değilim ama hayattaki pozisyonlarımız hep bunları doğrulayan tarzda gerçekleşiyor. İçrek bir yenilgiyle büyüyor şehvetimiz. Dalarken solgun dudaklarımızla ölgün ağızlara, gölgelerin hüznü süzülürken saçlarımıza ak bir leke olarak bir salyalık son bir nefes bırakıp gönlümüze keşkelerin hayıflığını bırakıyorlar.
İşte, bu hep böyle olmakta, bir pişmanlık arkaya baktığımızda hayat bir kırıklık başlıbaşına yaşamak.
Oysa çocukluğumun süveyka’sı,

Devamını Oku
Aydın Aktay

1.GÜN
Bugün günlerden suskunluk
Tarumar olmuş bir gecenin
Arta kalan karanlığıyla uyanıyorum
Sabah dinginliği beklerken
Günü kovalayan tıkırtılar

Devamını Oku
Aydın Aktay

Hatırladın mı Estelya?
Yine o depresif gecelerden biriydi.
Hani en umutsu çehrenle bana
En inanası gözlerime bakarak
Depreşecek,
bekle demiştin.

Devamını Oku