Yaşlı kadınları, bazen de çocukları öldürüyorum.
Kimileri için ağlıyorum bile ve onları öldürürken satırlarımda, ellerim de titremiyor değil.
Ama buna mecburum. Beni anlayın...
Çünkü...çünkü insanlar ölürler.
Ölüverirler işte...
Güzel Marmara incebelli çaybardağında,
Sağımda Bostancı var, solda Heybeliada
Gurup vakti bulutlar dönerken eflatuna,
Tüm hazları sığdırdım bu küçücük kayığa
Sezen Aksu söylüyor küçük pilli radyomda;
Telefonların küçük ekranlarına sığdı,
Bir kitaba sığmayan yüce aşk sözcükleri
Oysa kalem tutmaktan yorgun düşene kadar
Uzun mektuplar yazmak, eskiden ne güzeldi
Yapma gül icat oldu, bozuldu sevdalıklar
Hava, su arıyoruz
Başka gezegenlerde
Bulunca, onları da
Yok etmek için...
Attila Şanbay
Bu cümleyi bitirdiğimde, başladığımdaki kişi olmayacağım.
Attila Şanbay
Daha çıkıp gitmeden kapının eşiğinden,
Çalmaya başladı bak, bir özleyiş şarkısı
Henüz pişman olmaya vakit bulamamışken,
Bir yol bulup, dönmeyi düşündüm açıkçası...
Ama canım, gitmeye karar vermişse yürek,
Yaz herkesle kırıştırır,
Sonbaharsa sadıktır.
Temmuz, her koyna giren
Mimli bir aşüftedir.
Oysa Eylül,
Sadece onu sevene eştir.
Görülmemiş rüyalar biriktiriyorum ben,
Kabuslarla uyuyan savaş çocuklarına
Belki huzur duyarlar, bir kaç gece de olsa
Bomba yüklü uçaklar onlara ulaşmadan.
Attila Şanbay
Elindeki sopayla,
Sevimli fokun
Başına vuran
''insanoğlu insan! ''
Merak ediyorum;
Televizyonda görüp
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!