Babasından kalan tek miras,
Sadece soy ismiydi.
Ömrü boyunca yedi,
Yine bitiremedi.
Attila Şanbay
İsmini fırlattığım deniz kabardı, taştı
Resmini sapladığım yıldız karardı, düştü
Ne yaptıysam olmadı, seni unutmak için
Kaçtığım yollar döndü, tekrar sana kavuştu
Kötü bir ruh gibisin, bir türlü gitmiyorsun,
Kıskanıyorum seni, herkes sana bakıyor
O kadar güzelsin ki, gören aşık oluyor
Vücudun ince, zarif, akılları çeliyor
Parlak yüzünde güneş, kendini seyrediyor
Gurup zamanı başka, seherde bir başkasın
Hangi diyara sürgün olacağım bilmeden,
Umutlar ülkesinin son sınır kapısından
Çıkıyorum, elimde süresi dolmuş vizem,
Bavulumda kullanımı yasak ve kaçak sevdan
Buralarda sevmek suç, gönül vermek yasakmış
Katilin hüküm giymediği, maktulün ölmediği, tanıklarınsa kör ve sağır olduğu cinayet vakasıdır 'ayrılık.'
Birilerinin canlı canlı gömüldüğü, kendi cenazesine ağladığı, taşsız mezarlardır kapısı çarpılarak çıkılmış pek çok ev...
Bazen de katiller dönerler olay mahalline, ya da ziyaret etmeye o mezarlara. Çoğu kez de hakkını helal eden mezarında yatan olur, hayatta kalanın aksine.
Ama çok gördük ki, helal eden hangi taraf olursa olsun hiçbir ölü kalkmamıştır toprağından.
Ne pişman olmak, ne de affetmek dünyada hiçbir suçu kaldırmamıştır ortadan.
Şu tepenin ardında sinmiş, bekliyor gece...
Güneşin batmasıyla, koca şehri saracak
Ve melekler rüyalar getirirken herkese,
İlham Perisi yine, beni uyutmayacak
Güneşi, göğü, seni getirecek aklıma
''Para satın almak için gereklidir. Sahip olmak içinse, inanç...''
Attila Şanbay
Ölüm bile başaramaz beni senden almayı,
Özlediğin her zaman, yanına geleceğim
Sonsuzlukta dolaşan o çaresiz ruhumla,
O diyarlardan sana kalbimi vereceğim
Evet aşkım, bir gece hissedeceksin belki;
Kullanmadığım düşler duruyor dolabımda,
Atsam mı, saklasam mı karar veremiyorum
Bazıları küçülmüş, kimiyse bol geliyor,
Kimininse kullanma tarihi çoktan geçmiş
Daha makul hayaller kurmalı anlaşılan..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!