tuzlu ve uzak temmuz'ları osmanzade'nin
şu geçen son tramvay mıdır iskele'ye
çatalkaya'da yıldız yağmuru kızılca
kıyamet
ilk incir mahsulü borsa'ya yarın geliyor
yazıhanenin camları yumuşamış öyle sıcak
yağan güneş tozudur billur palmiyelerden
ne çok ağustos böceği / yalnızlığa uzayan
deniz süt liman / yaprak kımıldamıyor
ispanya'da iç savaş 'non passaran! '
ışıktan süs kılıçları ayna parıltısından
buz mavisi sürahiler aydınlığa doymuş
kalın sonbahar hüzünleri / mektepler açık
'türküz cumhuriyetin göğsümüz tunç siperi'
soğuk denize dalıp çıkan karabataklar
zincirleme şimşekler ki küf yeşili kilitlenir
yağmur sersemidir taşlıkta ıslak serçeler
herkes ulucak'tan dönmüş menemen yasak
yeryüzüne başka bir yıldızdan inmiş gibi
yabancılar
meşin ceketleriyle çarşıda
konuşmaları başka türlü
cıgara içmeleri değişik
gülüşleri ve bakışları da
kurtalan treni'nde unutulan bir kız çocuğu
yıllardan kimbilir dokuz yüz kırk üç müdür
sürdürür ömrü boyunca başladığı yolculuğu
kurtalan treni'ni sanki rüyasında görmüştür
kederli bir yağmur içinde bütün camları buğulu
usul usul karanlıkta kürtçe konuştular
ağaç suratlı iki adam
kurt olduklarını bilmiyordum
ne dediklerini anlamadım
birdenbire konuştular dağların umum
susmuşluğunda dinlenip dururken sonbahar
Yangınlar alevinden geçip de gelen dost
Yanar olmuş yüreğin nar olmuş lilişan
Sen insansın sen insansın sen insansın sen insan
Sen insansın hey lilişan sen insansın sen insan
Ağır başlı kitaplar senin adına
Gecenin arkasında bir yerde
Ufaldıkça gaz lambaları
Nehrin omuzlarına yaslanıp yaslı bir dindar
Yalnızlıktan soğumuş dağlar
Kalpaklı bir süvari dolaşırmış gizlilerde
Köylüler böyle diyorlar
biz buralı türk düşük bıyıklı
yedi toprağa düşük allah diyen
barut yalamışlı tekbir soluklu
üç hilâl dökülür ellerinden
uf içi kalabalık büyük allah
beykoz'da bir balkonda alıngan bir ud buldular
ay buluta giriyor yıldızlarla doldu sular
ağaçlar mehtabı dağıtıyorlardı unutuldular
ölmekle sevmek hiç yakınlaşmamışlardı bu kadar
infilâk edebilirler dudak dudağa bir dokunsalar
ay buluta giriyor yıldızlarla doldu sular
Siyah
İçimde bir yer yanıyor sanki,
Oysa hep üşüyen adamdım ben.
Nefes aldığımı hissedemiyorum,
Çok güçlü bir ateşin kıvılcımı geziyor düşüncelerimde .
Küllere dönüyor tüm anılarım.
Sevgimle beraber çöküyorum sanki.
Seslenmiyorum kimseye ,seslenmiyorum.
Batan ...
Kralsın
...
sanmıştık ki ikimiz
yeryüzünde ancak
birbirimiz için varız
ikimiz sanmıştık ki
tek kişilik bir yalnızlığa bile
rahatça sığarız
hiç yanılmamışız
her an düşüp düşüp
kristal bir bardak gibi
tuz parça kırılsak da
hala içimizde o yanardağ ağzı