Attila İlhan Şiirleri - Şair Attila İlhan

15 Haziran 1925 - 11 Ekim 2005
Attila İlhan

ay çok mu gecikti neredeyse çıkar
sen yanlızlığıma varır varmaz
az sonra yağmuru durduracaklar
rüzgarı değiştirdim
ustura ağzı poyraz

Devamını Oku
Attila İlhan

önemli gizli boyutlarıyla yeryüzündeki yaşantımız
ne kadar azdır yaşadığımızdan yaşadığımızı sandığımız
söylediklerimizle değil söylemediklerimizle varız
o gün ki ölümün perdesine yapayalnız yansırız
ne kadar azdır yaşadığımızdan yaşadığımızı sandığımız

Devamını Oku
Attila İlhan

bu döşeği sen mi serdin elin dert görmesin ana
ana uyuyacağım ninni çağır danalar girsin bostana
çetin bir yoruk kızı hoyrat murat dağ'ından
bir papatya getirsin bir gelincik getirsin
elimden tutsun beni Metristepe'ye götürsün
gönlümce bir hu diyeyim hısımım Ali Osman'a

Devamını Oku
Attila İlhan

bunlar felaket kadınlardır
meme uçları fena saldırır
burunları yok gözleri kanlı
vurdukları yerden toz kaldırır

ölçüye sığmaz boyları posları

Devamını Oku
Attila İlhan

son yolcunun adı attila ilhan’dı
miyoptu kısa boylu bir adamdı
dostu yoktu yalnızlığı vardı
yazı makinasıyla binmişti
bizimle konuşmaktan çekinmişti
gözlerini görseniz korkardınız

Devamını Oku
Attila İlhan

Öbür ışıkları getir hadi süleyman
Bulvarın ortasında dur bağırma
Senin için bir yağmur hazırladım
Hadi ışıkları getir yağdıracağım

Al bu nisan akşamını benimkini ver

Devamını Oku
Attila İlhan

ufkun sonsuzluğuna
hiç şaşırmıyorlar
rüzgarın gizli ıslığını
hiç kimse işitmiyor
hangisi anlayabilir
yazın son günlerinde

Devamını Oku
Attila İlhan

Dört atlı Sarıgöl Boğazı' na devrildiler
Rüzgârı burunlarıyla biçip arkalarına dökerek
Kara sular gibi boşandı gecenin boşluklarından
Köpek havlamaları
Dört atlı Sarıgöl Boğazı' na devrildiler
Omuzlarında çapraz tüfek , kalpaklı ve siyah çizmeliler

Devamını Oku
Attila İlhan

bu rüzgarın tadı senin hiç tadmadığın
bu yolcular bilmediğin bir yerden geliyor
konuştukları dil ömrünce duymadığın
gözlerini sakla sen burda bir yabancısın
akşam tren raylarına yağmur yağıyor

Devamını Oku
Attila İlhan

Bu bizim gökler gibisi hiç bir dağda çatılmamıştır
Yıldızlarımızın titremesi yüreğine deprem indirir
Hiç bir yerde bu denize bu acı tuz katılmamıştır
Topraktan sağdığımız pekmez güneşin başını döndürür

Devamını Oku