- 4. sirkeci garpalas 32
elektrik çiçekleri açıldı mı sayaç dönüyor
ben de dönüyorum sirkeci garpalas 32
birisi neuilly'den iki uçak mektubum var
hangisini açsam birkaç satır daha yalnızım
hiç görmediğim gökler vahşi yeşil
ağır şehirler oturmuş altına
içinden sular geçiyor erimiş cam
parıltıdan göz gözü görmez olmuş
bu kız sevdiğim o kız değil
Korkacak bir şey yok hesap tamam
Sıram geldi mi hatta güleceğim
Kendimi hazırladım biliyorum
Önce turgut arkasından ömer haybo
Daha sonra varujan sonra nureddin
Sonra ben değilsem demokrat toni
kaç içki daha ne ağır bir iş
alkol ırgatlığı bardakta ruj izi
gözlerinin mavisi akında erimiş
tütün sarısına dönüyor benzi
şehvetin dürtüsü
seviş
Seni birden hatirlarim aksamlar icinde
fevkalade tatli bir sesin soyledigi
soyle kolay dokunakli aydinlik ve temiz
gittikce yakinlasan bir melodi gibi
kalbim artik urperen bir mandoline benzer
ne guzel seydir seni hatirlamak
Zaman olmuştur ki
Dumanlı havuzlarda soğuk nilüferler
Bulutlara savrulmuş ateş kuşları
Korkulu bir hicranı söyler
Zaman olmuştur ki
kadınsa kadın doktor spiedell
dudakları kalın
buğulu
üstüne yoktur linda'nın doktor spiedell
benim linda'nın
(bir içim su)
gece bir anda yıldız
bahçe bir anda çiçek
uzaktan denizin kokusu
karanlıkta kımıldayan böcek
içimi bir anda
o kitabı da okudum bitirdim
hani o genç kızın beni unuttuğu
bir ara fena halde fikrindeydim
dudağındaki nem gözündeki buğu
durmadan hayal değiştiriyorduk
geceleri bir ıslık
penceremin altında birileri
beni çağırıyorlar
(yoksa yanılıyor muyum)
koşup bakıyorum kimseler yok
sarayburnu'nda sis düdükleri
Siyah
İçimde bir yer yanıyor sanki,
Oysa hep üşüyen adamdım ben.
Nefes aldığımı hissedemiyorum,
Çok güçlü bir ateşin kıvılcımı geziyor düşüncelerimde .
Küllere dönüyor tüm anılarım.
Sevgimle beraber çöküyorum sanki.
Seslenmiyorum kimseye ,seslenmiyorum.
Batan ...
Kralsın
...
sanmıştık ki ikimiz
yeryüzünde ancak
birbirimiz için varız
ikimiz sanmıştık ki
tek kişilik bir yalnızlığa bile
rahatça sığarız
hiç yanılmamışız
her an düşüp düşüp
kristal bir bardak gibi
tuz parça kırılsak da
hala içimizde o yanardağ ağzı