Emirgân'da Çay Saati
çerağân sarayı'ndan büyükdere'ye
üşümek sonbaharında eski çınarların
uzadığı yerde gizlice akşamların
başlayıp adetâ kendini dinlemeye
yıllar var ki serçeleri unutmuşum
üzerimden gökyüzünü almışlar gibi
asfaltların karanlığında boğulmuşum
ufacık oysa hep böyle uçuşurlarmış
karlı ağaçların arasındaki alfabemdeki
iyimserlikleri bir türlü anlaşılmamış
yankılanır
abanoz sokağı'ndan
fahişelerin tamtamları
tamtamları
ingiliz sarayı iki adımlık yer
viyana oteli tenha bir liman
Kız sen burda yeni misin peki leyla nerde
Hani çekirdek gözlüm örümcekten korkan
Kim ulan beni herkes tanır git patronuna sor
Elektrikçi ihsan dedin mi içkide üstüme yoktur
Leyla güzel kızdı ben böyle göz görmedim
O Sözler Ki
o sözler ki acıdır
mapusane avlularında
demirli kırbaçlar gibi şaklar
şaşı rıdvan şaşı allahın belası
yaradana yan bakmış yedi silsilesi
dua namaz bilmez kara kara kafir
yek gözü mercimek yek gözü çakır
şaşı rıdvan şaşı allahınbelası
ne sancağı belli ne iskelesi
Yağmurda Sis Düdükleri
imdat çığlıkları mıdır
bir felaketi mi duyururlar
anlaşılmaz söyledikleri
Prenses Zinia’ya
Uzun rüzgârlar karanlığın dalgın sansarları
Atlayıp dağıtırlar telaşlarıyla ürperen karları
Sihirli bir lambadır bardaktaki güller gecede
Kim Kaldı
silah atılmıyor
güvercin şakırtısıdır
şafakta yaldızlanan
şadırvanda su
Bir bıçak ısırmasın ömer haybo
dişleri çıtır çıtır çelik
yanılıp beyoğlu'na çıkmasın
topraklüle sokağını tutmasın
bütün şaraplarölü kırmızı
bütün kadınlar çabuk
Siyah
İçimde bir yer yanıyor sanki,
Oysa hep üşüyen adamdım ben.
Nefes aldığımı hissedemiyorum,
Çok güçlü bir ateşin kıvılcımı geziyor düşüncelerimde .
Küllere dönüyor tüm anılarım.
Sevgimle beraber çöküyorum sanki.
Seslenmiyorum kimseye ,seslenmiyorum.
Batan ...
Kralsın
...
sanmıştık ki ikimiz
yeryüzünde ancak
birbirimiz için varız
ikimiz sanmıştık ki
tek kişilik bir yalnızlığa bile
rahatça sığarız
hiç yanılmamışız
her an düşüp düşüp
kristal bir bardak gibi
tuz parça kırılsak da
hala içimizde o yanardağ ağzı