'sabiha bu adamlar beni alıp götürecek
sakın ha ağlamanı istemiyorum
soracakları varmış yıllardır sorarlar
anlaşılan bu sorgu daha yıllarca sürecek
ilk götürülüşümü bak hatırlıyorum
sendikaya yazıldığım günlerdi sanıyorum
haçan demir dökende
ateş yiyesim gelir
gök sofraya çökende
doruktan sesim gelir
dağdan yürek sökende
kurşun dökesim gelir
o gemiler ki yağmur taşır
gece sabaha karşı birden
korkularımıza bulaşır
gök gürültüsüyle derinden
o gemiler ki yağmur taşır
gözümüz kamaşır şimşeğinden
Tanrının sokaklarda yalnız dolaştığı zaman
Adına kör karanlık diyorlar
Güneş de üç-buçuk aylık piçini düşürecek bulvarlara
Hıncımdam Makon'da bir Çinli’ye gözlerimle söveceğim
Saygon'da bir otel odasında bulacağım seni
yolumdan çekil yavrum
bağlasalar duramam
demir asa demir çarık dedim
neyleyim!
yolculuk dedim
ağaçlara tünedi yine akşam kargalarla bir
melengecin dalinda cifte sigircik diley cifte sigircik
cigerime ates degdi oley diley oley gencecik
zehir pamuk irgatligi gavur gundelikcilik
rinna-rinnan-nay
yuregim bolundu lay
Seni kim çizebilir şubat yolcusu
Yalnız akşam olsun dağınık olsun
Ceplerinde bozuk bir bulut uğultusu
Geceleyin dörtte bir ölüm korkusu
Dörtte dört sabaha karşı yağmursun
Seni kim çizebilir şubat yolcusu
-babam şair bedri ilhan'a...-
olmuyor neyleyim
olmuyor velinimetim efendim
olmuyor yirminci asırda
tarz-ı kadim üzre gazeller söylemek
beşiktaş'a yakın hanesi yerle yeksan oldu nedim'in
bir gül takıp ta sevdalı her gece saçlarına
çıktı mı deprem sanırdın ' kara kız ' kantosuna
titreşir kadehler camlar kırılır alkışlardan
muammer bey'in gözdesi karantina'lı despina
çapkın gülüşü şöyle faytona binişi kordelia'dan
Geçerdi hep
Pırıltılı kanunlar
Neves gecelerden
İhtimal buhranlı gecelerdi hep
Yüreğinde yalnızlığın tortusu
Vazoda yaseminler
Siyah
İçimde bir yer yanıyor sanki,
Oysa hep üşüyen adamdım ben.
Nefes aldığımı hissedemiyorum,
Çok güçlü bir ateşin kıvılcımı geziyor düşüncelerimde .
Küllere dönüyor tüm anılarım.
Sevgimle beraber çöküyorum sanki.
Seslenmiyorum kimseye ,seslenmiyorum.
Batan ...
Kralsın
...
sanmıştık ki ikimiz
yeryüzünde ancak
birbirimiz için varız
ikimiz sanmıştık ki
tek kişilik bir yalnızlığa bile
rahatça sığarız
hiç yanılmamışız
her an düşüp düşüp
kristal bir bardak gibi
tuz parça kırılsak da
hala içimizde o yanardağ ağzı