Karanlık bir kuyudur dolmaz
Ne yersen ye doydum demez
Sabah öğlen akşam bilmez
Kaide kural ölçü ye gelmez
Hasretin adı sorulmaz arkadaş
Özlemini çektiğim dost kardeş
Gurbet eller bana oldu yoldaş
Yoklukları yakar beni sanki ateş
Yollar uzandıkça uzanır özlemlere
Özlediğim yarınların ötesinde kalan umutlardır.
Bekleyişim gelişin değil hasretini göndermendir.
Belki hasretin senden yakındır bana,
İstediğim cemalin değil, kalbinin çarpması da yeter.
Belki ben sana yakınım kalbinden de öte.
Ben ne aç insanlar gördüm.
Şükür ile yetinip hak yemediler
Ben ne tok insanlar gördüm
Yedikçe mazlumun hakkını doymadılar
Her gün kâinata güneşi esirgemeyen
Her gece karanlığa mah-ı fener eden
Rahmetini bulutlarla toprağa yağdıran
O değimlidir ki kemiğe et giydiren
Ademiyeti bir torba su içinde muhteşem bir şekilde nakış eden
Gurbet bizi avutmasın
Dostlar bizi unutmasın
Ana baba beklemesin
Yarın değil bugün olsun
Gurbet bizi ağırlasın
Gel memlekete geri dönelim
Metropol bize mekân olmaz
Fakir çalışır zengin doymaz
Bu diyar bize yar olmaz.
Yavan ile karın doymaz
Gönül sarayını açtın bana, kalbin razı gibi
Ömrüme can kattın, ilkbaharın yazı gibi
Dudu dilin şakırdar, aşığın sazdaki teli gibi
Bir sever bir küsersin, genç kızların nazı gibi
Ele avuca gelmesin, ceylan yavrusu gibi
Ömür dediğin bir ayağı kırılmış köprüye benzer
Sonradan geçenleri benzi sararmış solmuş
Muhabbet duyduysan gonca ile güle
Ansızın elveda edersin can ile canana
Bedbahtın çemberine düşen gönül
Pazarcıların cığırtganlığı bir yana
Boş kaldırım kabadayıları
Bir yanda.
Omuz atıp sonra pardonlar
Boya küpüne düşmüş sarışın madam olunca
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!