karanlığın bastırdığı saatlerde,
elele veren sevgililerdik biz...
ince bir köprü altımızda duran
ve beyaz bir çağlayan yanımızda...
sular akıp geçti köprü altından.
Göz yaşlarımı topladım demet demet,
sensizliğimin hüzün bahçesinde.
savurdum avuçlarımdan mavi denize...
hırçın dalgalar büyüdü damlalarla,
ben durmaksızın küçülmekteyim
yokluğunda...
savrulan gri külmüş meğer rüzgarda
seslenen nice ormanın büyüsü olmalı
bu gürültü neyin habericisi
yittiğim kayıp sokakların çocuğu
söyle çocuk gücüm var mı peki
rüzgar okşar mı beni dağılsam
Beni bıraktın ya bu karanlıklarda sensiz;
Bilmem... Ne demeli sana.
Hangi sözcükler ifade edebilir hissiyatımı.
Taşır mı kelimeler sitemimi.
Yorulmaz mı benliğim sensizlikte çılgınca koşarken.
Ulaşmak istediği çizgiye takılıyken gözleri,
-I-
kurumuş yapraklar üzerinde yürümek istiyorum,
hışırtılarını duymak sakinleştiriyor beni.
diğer bir yandan,
nemli toprakla bütünleşen kurumuş
karmaşa oldu,
kavgalar oldu,
hüzünler geldi doldu gözlerime.
kalem tutuştu ellerimde,
dizeler yaktım yokluğunda.
sensiz renksizim, ıssız kıyıya vuruyorum
karşı koyacak gücüm olmuyor bazen.
neye çaba harcamalıyım karar veremiyorum,
güçsüz ve kararsız bir harabe misali
her esen rüzgarda yerlere dökülüyorum.
parça parça, can can sökülüyorum kökümden;
keskin dönüşler olur
bazen
gidilir yollara,
geri dönüşler olmaz.
aslında
bir noktada durur insan...
Tutundum,
Yakasına yapışıp toprağın
Kara bağrına
Köklerimle saldırdım,
İncecik bedenimi bağladım
Yerküreye...
Dayanamam gözyaşlarına,
Silmek isterim.
Ellerim dokunur tenine,
Gözlerim gözlerini hapseder sonsuz zamanda.
Acını hissederim,
Süzülür damarlarımda kanım gibi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!