Hissediyorum,
Aldığım manevi güç ile epey yol alacağım.
Kuzeyden bir güneş ışığı farkettiğimde,
Gerçekliğine inanmadım,
Haklısın, belki de inanmak istemedim ısrarla.
Alır götürür elimden tutup sözlerin,
Uçuşur gider üzerime sinmiş tüm karanlıklar.
Dağılır, paramparça olur dökülür
Nefes aldırmayan sağanak hüzünlerim.
Aldırmaz zamanın çizgileri gözlerimize bakınca;
Aldırmaz ve için için yanarak
'Sometimes when it rains'
Keman mıdır, yoksa viyola mı?
Kalbimin üzerinde gidip geliyor...
İncecikten,
Hafif hafif dokunup severken
Acıtıyor
İçim acıyor...
Kelimeler seslere dönüşmeden dökülüyor,
İki güçlü el arasında amansız sıkışmış gibi,
Çaresiz, yokluğa ufalanıp dökülüyor.
İçim acıyor...
İlerliyorum...
Erişemediğim hayalin
Takılmış gözbebeklerime,
Özlemine vurgun ilerliyorum.
Bu özleme benim sevdam belki de,
usulca serdim:
gözlerinin önüne kendimi...
ilk seslenişi iklimin,
ilk uyanışı yüreğimin,
rehin ruhumun bayramı.
doğduğun gün;
soğuk havadan üşümüştüm biraz,
minik kediler sığınacak yer arar
ben minik kedi, sarılmıştım sevgine.
doğduğum gün;
Gün bitmiş, gökyüzü kararmıştı.
Yıldızlar görünmeye başladı,
İçimdeki özlem kıpırdamaya...
Günün telaşından sıyrıldım,
Geceye bıraktım yavaşça kendimi; serindi.
Serindi ve rüzgarın
Elinden tutup sonbaharın attım ilk adımımı.
Uzun bir yürüyüş olacaktı, farkettim;
Ama hiç tereddüt etmedim.
Zamanın ilerlemesine de karşı koymadım,
Sevgine kapılışıma karşı koymadığım gibi.
Hayır, böyle olmasını ben istemedim,
Bırak hapsettiğin tüm hislerini.
Prangaları, kelepçeleri çöz.
Zaten çevrendeki o maskeli yüzlerin
Gardiyanlıkları seni gereğinden fazla bağlıyor.
İşkence çektirme kendine,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!