Dönüp arkanı
baktığında
su bardağında yüzen yamalarımı bulacaksın
bir cenazeyle yaşlanacak bakışlarım
mezar içinde
senden başka
Küçücük ellerim var benim
Bir yudumluk su içmelerim
Tirnak uçlarimda birikti hüzünlerim
Gözlerinize gülümseyebilmek isterdim
Sizin de görebileceginizi bilseydim.
Kelimelerimi biriktirdim gün boyu..
sırf senin için..
zor oldu sizden senliğe geçiş bende..
çokluğu azaltmak gibi..
gizleri açığa vurmak,
münasebetsiz hayallerde yok olmak gibi..
Her veda bir sevdayla başlar
Başlangıcın şenliği
Üzerinde düşünülmeden verilmiş sözler
Dokunmakla tükenmeyecek virgüller
Dipsiz kumbarada tek tek birikirler
Hiç aşık olmadım ben..
-Hep önce onlar beni beğendi
ben de yakışıklı bir aktör aramıyordum hani
güzel değildim belki ama tatlı dilli
yazılmış şiirler içerisinde
bana en benzeyen sendin
böğürtlenler gibiydik
birbirimizin tadına varabilmek için
illa dikenlerimize değmeliydik
Bir, iki, üç derken
onlarca şehir tabelası geçildi
yollar uzadıkça
kaldırımlar sonsuzluğa çekildi
yasak ölürken türkü söylemek
Alaşağı olmuş tüm tanrıları tek tek ayağa kaldırıyorum. Ve “yaşam” denen şeyin anlamını soruyorum… Çok uzağımdaki bir kelebeğin rengini tahmin etmekle eşti şimdiye kadar bu beş harf.. ben kaçtıkça kovalayan patiler gibi yüksek seslerle bağırıyordu arkamdan.. korkuyordum.. ya da adını “korku” saydığım yanılgımda kayboluyordum.. O kadar zaman geçirmiştim ki, hayattan kaçarak ve ölüm’e sırılsıklam aşık olarak.. peki neydi ölüm? Biliyor muydum? Hayır! Bilgelik değildi bu.. küçük intihar tabletlerine sığınarak uyunan uykular öncesi düetten ibaretti benim için ölüm.. Ölesiye yabancı..
Herkes benim kadar istiyor muydu bilmiyorum.. sorgulamadım hiç.. abes sorular sınıfına giriyordu.. Ama biliyordum ki.. petrol rengi ırkçı vazolar içerisinde “çocuk”ların küllerine elmas mermiler sıkılıyordu bir yerlerde.. ve emindim temiz çarşaflar üzerinde ellerini semaya yerleştirip veya göğüs hizalarında parmaklarını kenetleyip ettikleri dualarda böyle bir dileğin yer almadığına.. üstelik para dedikleri, sertlikten uzak bitkilerden üretiliyordu.. beyaz mı beyaz.. aydınlık mı aydınlık.. Ne yazık ki benim içim içimdeki dualar tam tersiydi..
Ama ben istiyordum işte.. Ve sırf giderken kardeşlerimin veya annemin paçasını da aşağı çekerim korkusuyla, kendimi tutuyordum intihar eşiklerinde..
Şiir dediğin
Çırılçıplak soymalı seni
Bedeninde ateş böcekleri kıpırdanmalı
Saçlarına gelin telleri kondurmalı
Şimşekler çaktırmalı teninde
Yangın yeriydi
Alev alev güneş
Tezgah üstü aş ocakları
Bir kaşık ucunda yaşam saklıydı
Aşçısız restoranda iki kadın
Hesabı ödemeden kalktı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!