Duvarımca yaşım var benim
Kırgınlıklarımca sevdalarım
Sen habersizce köşesinde dövünen davul
Günlerin ve gecelerin istemsiz sesi
Bir satılın uç köşesine ektim eksikliğini
Derdi neydi baharın
Soğuk, ayaz mutluydum
Usulca kondu penceremin camına
Derdi neydi baharın
Çırılçıplak mutluydum
anne beni uyut kollarında
eskisi gibi olsun herşey
gök beyaz
deniz mavi
kucağın sıcak, sıcacık
sararmış bir mezar taşı üstündeki yazılardan yoruldu
Kaf dağının eteğinde bit dut ağacı kurudu
Yılgılarda yıkandı yağmur altı sohbetleri
Ve şekilsiz sözler altında ezildi ellerin
Bu gece burada sabahlamalısın
Canım acıyor annem..
böylesi kanarken konuşmak
gülmek eğlenmek özlemek
bomboş bir ilkbaharı karşılamak
tomurcuklanmak neme?
Bırak beni
Bırak ölümün yokluğuna alışmadan
Terk edeyim kendimi
Bırak uyutsun yine kadınlar bebelerini
Bırak üflesin neyini şehrin bedeni
Bırak seveyim seni
Sevgi sandığın iki yalan çırağı
İntikam zevk tanrıçası
Biliyorum..
Biliyorum ki vicdan dediğin düşman
Sükunetin ardına gizlenen
Misafirlik bizimkisi
Umulanların ortasında elde edilen yalın özlemler durağı
Ben yapmadım
Deniz çağırdı yalnızlıkları
Aşktı çığlık atan gece yarısı
Sen değildin sendeki..
Bendeki,
asla olmadığın sen
İskambil kağıdından yapılmış evler içinde
Hiçbir pencereye açılmayan yitik bir rüya
Şehir gizemini kustu
Ben seni kondum toprağa
Günbatımlarını bindirip uçurtmalara
Altı yaşımdaki halimle
Savurdum fırtınalara
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!