Asaf Eren Türkoğlu Şiirleri - Şair Asaf ...

Asaf Eren Türkoğlu

Eskiden her şeyi anlatırdım… Canım yansa söylerdim, sevsem belli ederdim, kırıldıysam saklamazdım. Ama zamanla öğrendim ki, insanlar seni duymaya değil, anlamaya da değil; sadece yargılamaya meyilli. Ne zaman içimi açsam, daha çok kapandım. Ne zaman güvendiysem, biraz daha eksildim. Şimdi içimde bir sessizlik var… Ne bağırıyor ne de ağlıyor. Sadece orada duruyor, büyüyor, genişliyor, yayılıyor tüm benliğime. Artık kimseye anlatmıyorum, çünkü kimse merak etmiyor. “Nasılsın?” sorusu bile ezber bir nezaket oldu, cevabını dinleyen yok. O yüzden sustum. Çünkü bazı duygular kelimeye sığmaz, bazı acılar anlatıldıkça hafiflemez. Ve ben artık kelimelere değil, sessizliğime güveniyorum. İçimde büyüyen o sessizlik, beni kimsenin anlayamadığı kadar iyi anlıyor.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Bazı geceler uyumuyorsun… çünkü uyuduğunda rüyanda bile görmemek istiyorsun onu. Çünkü en son gülümsediği hâliyle kalmış aklında, ve sen o haliyle hatırlamaktan bile yorulmuşsun. İçinde bir benlik var artık tanımadığın, suskun, kırgın ve yorgun. Aynaya baktığında gözlerin aynı gibi duruyor ama bakışların çoktan çekip gitmiş. O gittiğinden beri sen de gitmişsin aslında; ama bedeni kalmış bir hayalet gibi dolaşıyorsun bu şehirde.

Her şeyi sildin, her hatırayı, her mesajı, her fotoğrafı… Ama bir türlü silemedin kendini ondan. Çünkü bazen insan, acıya bile tutunarak yaşamayı öğreniyor. “Geçer” dediler, ama geçmedi. “Zamanla unutursun” dediler, ama sadece alıştın. En kötüsü de buydu zaten; ona alışmadığın kadar, yokluğuna alışman… Şimdi sessizsin. Kimseyle konuşmak istemiyorsun. Kalabalıklar içinde bile hep yalnızsın. Çünkü içindeki seni yalnızca o tanıyordu. Ve o gitti.

Artık ne yazılan bir şiir iyi geliyor ne de dinlediğin bir şarkı... Her şey biraz onu anlatıyor, biraz seni yaralıyor. İçindeki ben seni tanımıyor artık. Gözlerinden akan yaşa bile şaşırıyorsun bazen. Çünkü kendine bile yabancısın. En çok da onun “senin için en iyisi” diye gidişine kırgınsın. Oysa sen, onun en kötüsünde bile kalmaya razıydın. Ama o, seni seninle bırakıp gitti. Şimdi içindeki ben, artık sen bile değilsin.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Bazen öyle anlar gelir ki, içindeki haksızlık hissi seni tüketir. "Neden?" diye sorarsın. "Neden böyle oldu, neden bunu hak ettim?" İnsanların yaptıkları yanlışlar, verdikleri acılar, hayatında bir yara gibi kalır. Ve ne yaparsan yap, o yara iyileşmez gibi gelir. Ama bir şey var ki unutma: İlahi adalet, en doğru zamanda yerini bulur.

Belki bugün görmezsin, belki yarın da hissetmezsin. Ama adalet, her zaman işler. Hayat, herkese hak ettiğini verir. Birileri seni kırıp geçse de, haksızlıkların yükünü sırtına bıraksa da, bu yük kalıcı değildir. Çünkü evrende hiçbir şey karşılıksız kalmaz. İyilik de kötülük de, dönüp dolaşıp sahibini bulur.

Sen yeter ki sabırlı ol. İntikam almayı düşünme. Çünkü intikam, yükünü hafifletmez, aksine seni daha da ağırlaştırır. Bırak, hayat gerekeni yapsın. Sen sadece yoluna devam et, içindeki iyiliği koru. Unutma, ilahi adalet dediğimiz şey bazen beklenmedik bir şekilde gelir. Ve o geldiğinde, senin suskunluğun, en güçlü cevabın olur.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

İnsan en çok güvendiği yerden darbe alırmış. Kalbini açtığı, sırtını yasladığı, "Bana zarar vermez" dediği insanlardan… Beklemediği yerden vurulurmuş. İşte bu yüzden, yaralarımız en derin, acılarımız en sessiz olur.

Hayat ne garip… Gözümüzü kapatıp teslim olduğumuz yerde, bir hançer soğukluğuyla uyanırız. Ve o an anlarız: Güven dediğin şey, bir yanılsamadan ibaretmiş. Aslında her insan, en sevdiği yerden eksilirmiş. Belki bir bakışla, belki bir kelimeyle, belki de bir vedayla. Ama eksilirmiş.

Beklemediğim bir yerden vuruldum ben de. Hazırlıksızdım. Savunmasız. Belki bu yüzden bu kadar acıttı. Çünkü hiç beklememiştim. Beni sever dediğim biri, beni en çok yaralayan oldu. Hiç gitmez sandığım biri, ilk terk eden oldu. Ve işte o an, bir insanın gözünün içindeki sevginin bir gün nefrete dönüşebileceğini öğrendim.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

İnsanlar bazen kelimelerin yetmediği yerde susar. Anlatmaya çalışıp da anlaşılmadıklarında, kendilerini defalarca ifade etmelerine rağmen bir duvara çarptıklarında… Susmak, bazen en yüksek çığlıktır ama herkes duymaz.

İnsanlar yorulduklarında susar. Her defasında aynı şeyleri anlatmaktan, hissettiklerini açıklamaya çalışmaktan, kendilerini kanıtlamaktan bıktıklarında… Konuşmak çözüm olmadığında, susmak bir savunma mekanizmasına dönüşür.

İnsanlar hayal kırıklığına uğradıklarında susar. En güvendiklerinin anlamadığı, en sevdiklerinin görmezden geldiği anlarda… Bir şeyleri değiştiremeyeceklerini anladıklarında, sessizlik en güvenli liman olur.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Hayat, bazen beklenmedik fırtınalarla karşımıza çıkar. O fırtınalar, bizi savurur, yönümüzü kaybettirir ve hatta bazen tüm ışığımızı söndürdüğünü düşündürür. Ama unutma, en karanlık gecelerde bile yıldızlar parlar. O yıldızlar bazen küçücük umut ışıklarıdır, bazen ise kocaman hedeflerdir. Ve her zaman hatırla: Sen, o karanlığa meydan okuyacak ışığın ta kendisisin.

Belki şu anda yorulmuş hissediyorsun. Belki kalbin ağır, zihnin karmaşık ve yollar çıkmaz gibi görünüyor. Ama dur bir an! Derin bir nefes al ve kendine şunu hatırlat: Hayatta ne yaşarsan yaşa, her fırtına bir gün diner. Her karanlık gece, sonunda bir sabaha uyanır. Ve sen, o sabaha adım atmak için gereken güce sahipsin.

Kendine inanmaktan vazgeçme. Çünkü ışığını kaybetmek, sadece bir yanılsamadır. Senin içinde bir kıvılcım var ve o kıvılcım, dünyayı aydınlatacak kadar güçlü bir ateşe dönüşebilir. Sana inanmayanlar olabilir, yolunda engeller çıkabilir. Ama unutma, bu yol senin yolun. Bazen düşeceksin, bazen ağlayacaksın, bazen de pes etmeyi düşüneceksin. Ama tam o anlarda, neden başladığını hatırla.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

İstanbul’un sabahlarına benziyordun sen. Huzurlu ve sessiz bir başlangıç gibi, ama bir o kadar karmaşık ve keşmekeş içinde. Her adımda farklı bir hikâye, her sokakta saklı bir hatıra. Seni sevmek, o dar sokaklarda kaybolmak gibiydi. Yolunu bilmeden yürümek, ama kaybolmaktan da korkmamak.

Denizine baktığımda seni görürdüm. Dalgalı ve derin… Sakin gibi görünsen de içinde fırtınalar kopardı. İnsan bilirdi, bir şeyler saklı o mavinin ardında. Ben de hep o derinlikte seni aradım. Belki bir kıyıda karşılaşırız diye bekledim. Ama sen hep uzak bir yakadaydın.

İstanbul kadar sevdim seni. Her köşesi ayrı bir tutku, her mevsimi başka bir duygu. Bazen bir Boğaz rüzgârında üşütürdün içimi, bazen güneş gibi doğardın ruhuma. Ama en çok yağmurunda severdim seni. Şehir ıslanır, senin kokun sinerdi havaya. Ve ben o kokuyu, o anı, o duyguyu sonsuzluğa saklamak isterdim.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

İyi insanların kıymeti bilinmez, bilmezler. Onların naif kalpleri, her zaman kırılmaya mahkûmdur. Dünyaya umutla bakan gözleri, zamanla hüsranla dolan birer penceredir. İyi insanlar, en çok sevdikleri tarafından incitilir, en çok güvendikleri tarafından ihanete uğrarlar.

Gecenin karanlığında, yıldızların ışığıyla teselli bulmaya çalışırlar. Sessiz çığlıkları, boşluğa karışır, kimse duymaz. Onlar, hayatın ağırlığını tek başına omuzlarında taşır, kimse görmez.

İyi insanların kalpleri, sevgiyle doludur ama sevdikleri zaman, en çok onlar yanar. Sevgilerinin karşılığını göremezler. Sevgi bekledikleri yerde nefret, güven bekledikleri yerde ihanet bulurlar. Ama yine de sevmekten vazgeçmezler. Çünkü onların ruhunda kötülüğe yer yoktur.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

"Hayatın her anında yanında olmak, seninle aynı nefesi paylaşmak en büyük mutluluğum. Gözlerin bana huzuru, gülüşün umudu veriyor. Seninle her an, her saniye, sonsuz bir sevginin içinde kayboluyorum. Birlikte geçirdiğimiz her gün, sevgimizin en değerli hatırası olarak kalacak. İyi ki varsın, iyi ki benimlesin."

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

İyi ki üzdünüz beni. Her kırık sözünüz, her yarım kalan vaadiniz, bana kendimi bulmam için bir yol oldu. İlk başta anlamadım; neden böyle bir acıyı yaşadığımı, neden sürekli beklentilerimin altında ezildiğimi. Ama şimdi, o kırgınlıkların altında daha güçlü bir ben bulduğumu fark ediyorum.

Üzüldüm, belki defalarca. Güvendim ve o güvenim bir anda yıkıldı. Ama her darbede, her kırıklıkta, aslında kendime olan inancım biraz daha güçlendi. Sizin yüzünüze gülerken içimde hissettiğim o burukluk, bana en çok kendimi öğretmiş. Ben, sandığımdan daha dayanıklıymışım.

Şimdi anlıyorum ki, her kayıp aslında bir kazanım olmuş. Siz beni üzdünüz, ama o üzüntü, beni daha sağlam biri yaptı. Artık geçmişe dönüp baktığımda, acı hissetmiyorum; aksine, minnet duyuyorum. Çünkü beni incitmeseydiniz, belki de kendimi bu kadar derin tanıyamayacaktım.

Devamını Oku