karanlık tepeme çökmekte
alacaklılar ensemdem tutup kaldırıyor
sokakta hala hasretin gezmekte
beni buluştuğumuz güne götürüyor
Uzun demirler kopuyor, çocukluğum,
gözlerimin dibinden çıkmakta.
Sokaklarda, kaldırımlarda arkamı yasladığım,
her kim varsa.
Sözümona, yangınların küllerinden artakalan,
anlamsız kalıntılardır hayat.
şimdi tüm güneşinle elini alnına koyuyorsun,
yüz metre öteden görüyorum gözlerinin kısıldığını.
sol omzuna asılı çantan, yüzündeki hafif gülümseme,
kalbime bir şey sıkışıyor o an, bir heimlich manevrası!
turuncuların içindeyim öyle yanıyorum mavilikte
şiir böyle bir şeydir,
youtubeden müzeyyen senar dinlerken seni bulabilir
ah şimdi modern dünya
nerede o tavernalar nerede o sinema
maksat şiir olsun sanki biliyorum
Diyar diyar gezsem, tatsam insanlığın tadını,
Gitmediğim yer, çekmediğim dert kalmasa,
Seyr-ü sefa etsem, Paris'i, Londra'yı, Roma'yı,
Hiçbir yerde bulamam, Kabe'de aradığımı.
Hiçkin bir fısıltı
Ah tinnitus bırak artık kulaklarımı
Senden tiksiniyorum
Onu sevmediğim kadar
Kuşkuyu hissediyorum
Onu seyrettiğim zaman
Kalbimin,
İçlerini, içlerine, iç.
Cumhuriyetler kuran kadın.
Güzelliğin solmaz mı hiç?
En derin yerden silinmez mi adın?
Damarlarında dolanırken geçmiş,
Yılgın
Fırtınalar kopartıyor bedenimi
Ortasındayım üçgenin
Hayır, göz değilim
İçindeki hiç değil
Yalnızım
ey, şahdamarımın ikinci yolcusu,
hayatımın ikinci korkusu,
yüzük parmağım.
uzun yolumun çekilir ikinci sancısı,
balık olsam, beni tutan ikinci oltası.
ne kadar güzel saçların.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!