çarşaf gibi bir sabaha uyanırım
bedava bir güneş tutar elimden
sokağın zarfını birlikte açarız
çöpçü kediler mahsus selâm ederler
ben gıdılarını kaşırım
güneş kursaklarını
elimi tut sevgili
Haziran olsun
ateşin kava değmesi gibi
dudağın Gordion düğümüne
Promete soluğunun ateşi besleyen dili
ne sargılar dokudum yaram için
ne bülbüller kandırdım geleceğine
bir bilebilsen
gülmelerine ne geceler eğittim
kirpik güzellemene ne gündüzler
kaç deryanın öğrendim dilini
ay'ın yüzü gelin
dilleri bal yuvası
gözü bahardır
fer'ime kül dökülmüştür benim
yenik çağların külü
bu bakış bakış değil
son yoklama
bu akşam garanti
aşk altına alınırım
bu gülüş gülüş değil
-1-
suya sürdüm yüzümü
can suyuna
rüzgârım tazelendi
zemheride kıl çadıra düşsem de
Bak bu zaman …dünyaya doğru
pençeleri bronz gagası kanca
bu da tarih yılanların ecesi
burası da yasına çağlar adanan
perdeleri sönük martavlu
az sonra çatlayacak ar damarları
Yerleri dolaştım düğün / altımda ay atından su düldülü
Eğnime faylar kaldırdım / her birinin rihterleri rimelli
N’ola ki açık avazı gittiğime bağlıymış
İnceldiği yere kadar ipek
Düş’üne dek doğduğuma derkenar
Elleri el / gözlerinde sancı tutmuş kelebek
taş biliyor her şeyi
ona söyledim
kırılma makamında düz akşam
yüze yüze Serdivan’a varırız
hadi sezon açıldı
yağmurcun vakti
ya, tözkavuran Cırmanteber
alaimi mağma
ha!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!