ay gülüm
neden kaçırıyorsun tüllerini bu gece?
hem, neden titriyor dudakların?
gözlerinin goncaları neden sargılı
hangi çöle uğradı da çatladı ayakların?
Zaman desibel dağıtmiş sevgili
bilmem neresine gıda bu Azrail makamı
sazları da safi boru- trampet
bir de İsrafil düdüğü çok açılmış
Hadi kulaklarımıza ninniler takalım
Hadi yüzünü al git buralardan
Gözlerime yosun bağlamış gözlerini
Al git; sevgili olsun adı özlemin
Nadasa bırakılmış yıllar
Ve yollar ayarla bana: tozları,kesekleri ağır mı ağır
Bırak ve git…hafifle
olur olmaz koluna giriyorum sokak lâmbalarının
her birinin kulağında korku küpesi
her adımda sallanıp savruluyor
temmuz da yeni açmış duvağını
yüzü alaca alev
sokak lâmbalarıyla ben
Nah şuraya tıklıyorum
bu gemi garanti geriye oturur
hava naçar mıh gibi bir karayel
karada çığlıklar nota dağıtmış
mürettebat dambıl düdük
matrak üstü maksibar
Birdenbire
Bir günaydın düştü önüme
Baktım
Gülücüğü değirmi
Uçurtması köşeli bir çocuk
Bir de saf pamuktan köpecik
bir ev resmi çiziyorum bakışına
beyaz boyasız
martılar kaldırıyorum buklelerinden
kanatsız
mangal akşamları gelip gelip oturuyor
orta yere
su yürüdüğünde akşama
Urla’dan bir üveyik tan yerine alçalır
taç yaprağı çöl tozu
çanağında tuz
bilirim
memeler olurdu yuvarlak
içlenmelere açık
dışlanmalara kapalı
her zaman da kucaklarında
bir arzu taşıyarak.
hamayıl ölçer biçer serencamı
derler toplar adrese teslim
ne yağmurda yaş
ne kavgada taş değer
içten dolma barutu hüzün
gecesi de gündüzü de çıplak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!