bir çağ bahçesine düştüm ki
önüm arkam namlu gülleri
sağım solum balistik
yalnız kendi gözleriyle bakmasını
kendi dizleriyle yekinmesini
Deveci çırası Türkmen çatağı
çerağ olup cem yerinde
mihmanını bulmuştur
ellerim de dillerim de sabiyken daha
soyunup kabuktan yeleğini
kanıma kın kılmıştır
kızın kukuletası vardı
bahar ve bahar kokulu
hem çiçekten çiçekti
hem dağ yeli kokardı
yolun ağzında dururdu kızcağız
yol hafifti; imbat kadardı
zamanı çıkarın aradan mekânı da
gireyim her yere yersizliğe
ölüm de olsun ötesinde berisinde
hatta imam kayığı dağ yeli ninnisiyle
ziyanı yok küreklerim eğnimde.
yol gelir
karşı suyun alnında durur
şaka değil
düşlembikte karabul
yürüsen
kayanın saçlarındaydı elim
bir imbat denizine yarı ömür çakılı
üstelik kanatlarım dürülü düş yerinden
vardım Kocadağ’ın ay ışığına
kucağıma bir top mayıs koydu ki
hangi suyu emzirtsem Etna
bir yaz boyu
camda duran sevgili
bir cilveli yerinde vaktin
alacasında çember çevirirken
buluttan kanatlarına bindirip
bir kekik mavisi kaçırdı beni.
kir yağıyor çağımıza
kara kir
eroin kokain lsd
toprağı bol şen kabir
sokak başlarına
çamaşırımı kül dalına seriyorum ben
Urla külüne
ütü mütü de istemiyor
sımsıcak sarıyor yokluğumu
tütsü kokuyor
Tepeden tırnağa, ya da uzaktan yakına doğru gelmeye çalışırken:
Yanına yaklaşanda, yaşama; uğursuz uyak, kötürüm ayak gerçeğimize uzaaakkk! bir galaksinin perde aralığından hâyal- meyal baktığı sanısını uyandıran ve soluğundaki sanallığı galaksiler ötesinden “ alıcısı “ na (b) ulaştıran…
“ Her türlü acıyı ve ağrıyı allem edip, kallem edip, abra kadabra ekleyip, güllük- gülistanlık mekânlarda gülücük ve bol alkış yağmuruna döndüren illüzyonist, şarlatanist, post modernist, tarotist, remilist, göz bağcı, yeni sağcı, kandırıkçı, iltimasçı… “* yazarları…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!