1
Ben dal isem sen gülümsün rengin ebruli olan
Ben dikensem yaprağım sen, kokun tebessüm olan
Her zalimin kıskancısın, o nefret büyüten zulm
Sen doğasın ben doğallık kahrı sevgiyle öğüten
kısacık boyu, kısacık kollarıyla kucakladı yaşamı
hashoca mahallesinden iğneci memedali`nin karısı
ne türküler söylendi o toprak evlerde, bilemezsiniz
üç kız, beş oğlan doğurdu da sızlanmadan
(beş düşük de cabası)
durgun suya çektiler doru atları
yeleleri örüm örüm gecede
sipahisi kurşun yemiş döşünden
biri önden biri belden
kuşakları sarım sarım sarmalı
kuşlar tutuştu ellerimde
telekleri tan rengine dönüşen
bir ötüşün büyüsü böyle bozuldu
yağmurlar tutuştu, bulutlar
toprak ölü yüzleri yıkıyor şimdi
insanım ben
işim
sevgi işçiliğidir
sağlam bir yapıyla
koruduğum onurun
salkımsöğüt filiz sürmez
sevgiye şüphe saranda
akar yüreğine insan
korkulardan sıyrılanda
yarılır toprak yarılır
külateş soğuk göleklerde
dişler maviye batırılmış
çocuk yüreğimi zaman
acılar bilgedir bilirim
sağır gözle kör kulaklar
Kaç kasımpat yargılandı sarısından dolayı
Kaç kardelen karsız kaldı yaşadığın bozkırda
Nice genç kan sularken zamansız toprağını
Düşülen her dipnotta senin katlin yazıldı
Bir firavun gölgesiyle sarıyorken çağını
Gece aydınlık kaldı yaşanan karanlıkta...
1.
sekiz yüz yetmiş yıl olmuş hayyam öleli
değişmemiş ne zalim ne softa hayyam öleli
iyiler yine yoksul yine varsıl hükmeder
dünya böyle mi gelmiş böyle ne denli gider.
Zaman nasıl geçiyor sizde
Tarih neler yazıyor yaşama dair
Kaç çocuk gülüyor uyandığında sabahları
Kaç bebek doğduğu için ağlıyor?
Gün vuranda pencereye
Güne dönüyor mu gün çiçekleri
Değerli Şiirdostu Ali Bey,
Şiir Grubumuz ' Mavibulvar Boydanboya '
Davet ediyorum, üye olursanız memnun oluruz.
Segi ve saygılarımızla.Erdoğan Vural