İnsanlar yorgun
Her tren garında daha da gri
Ayrılıklar nafakalı ve resmi
Temiz bir sayfaydı oysa hayat
Her şey olsaydı daha sade
Tan yeri ağaranda
Salkım salkım düşer gökyüzüne
Sözün özü, boynu büküktür kağıt kalem
Hey canım hey
Ağızlarda türkü gibi dolanır da
Sırra kadem basar beden ,
Şöyle bir düşündüm tefekkür ettim
Nedir bu olanlar kimlere derttim
Yoruldum gıybetten yalandan bezdim
Gecenin sabahı vardır elbette
Zalimin kibiri ölene kadar
Şu zincirleri kırıp
Zamanı dünden ayırıp
Çıkıp dağlara yaslanasım var
Çapraz bacaklarıma inat
Zalime intikal edesim var
Üç şair gördüm düşümde
Ekmek fırınında üç beter adam
Elleri şiir ve hamur mayası
Sözleri aş pişiren
Yetim doyuran
Kokusu namuslu
Bir yaşam fotosentezinde
Hercai menekşeler büyürken
Geceye renk katan melodi
Seni çağırıyor uzak bir yerden
Hadi gel ! tam sırası şimdi
Özlemekse özlemek
Anlatsam sana gönül pasımı
Sancılarımı dindirebilir misin ?
Siler misin bir çırpıda, bir bakışta !
Yıllar sürmez anlaman korkma
İki kelimen yeter bana,
Hatalarımı yüzüme vurabilirsin
Sakın adımı anma yaşlanınca
Yalnız kalınca anlamanı istemem beni
Adımların hızlıyken ,dişlerin dökülmemişken
Çaresiz değilken ve güzelken sev beni
Sevki anılarımız neşeli olsun
Sonra yalnız ve yaşlı olucaz zaten
Sakın adımı anma yaşlanınca
Yalnız kalınca anlamanı istemem beni
Adımların hızlıyken ,dişlerin dökülmemişken
Çaresiz değilken ve güzelken sev beni
Sevki anılarımız neşeli olsun
Sonra yalnız ve yaşlı olucaz zaten
Azrail atına binmiş geliyor
Nice yiğitleri viran ediyor
Genci yaşlısını ayırt etmiyor
Zaman varken muhlis mümin olmalı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!