Oturup dağların rengine daldım
Yeşilden moruna hayranlık kaldım
Ateşi yandırdım komarı saydım
Özgürlük bağıdır yeşil yaylalar
Suyunu beğendim kuşların şendi
Ne zaman gerçekleri yazsam
Bir alkış tufanı kopar sanki içimde
Sanki bir kuğunun gölgesinde
Kurgularında ötesinde, hayat bulur
Içim bozkır gibi yanar yanar kavrulur
Ne zaman gerçekleri yazsam
Uzunsa geceler rüyalar kara
Hatıra gelince açınca yara
Düşersin buhrana düşersin dara
Günü gelir tüm hesaplar ödenir
Ayağın gitmezse dost kapısına
Anladım hayatı kendi doğrumca
Menzile doğru yol almaktayım
Sıramı savmadım elek duvarda
Elimi duvara uzatmaktayım
Susarım ahmaklar bilmez sanırlar
Yiğitlik ağzına geleni tutmaktır içinde
Göz yaşını saklamak namertten
Bayrağı dik tutmaktır
Acılarla yoğrulmuş gönlünde
Umudunu yitirmeden dağlarda
Bir pınar başında soluklanmaktır
Günahı boynuna garip ezenin
Fakiri hor görüp haram yiyenin
Yeryüzü ústünde kibirlenenin
Oyunu bozan var hesap soran var
Gıybetten kurumuş solmuş ameller
Bir duysan içimdeki sesleri
Bir görsen, emrinde hala umutlarım
Kabıma sığıyorum su gibiyim
Takmışım vitesi boşa yol almaktayım
Alışkanlıklarım yok artık
Sinirli değilim küçük haplarım var gayet yasal
Secde nimetini sorarsan eğer
Vallahi cihana her şeye değer
Anlamı bu imiş hayatın meğer
Hidayet dilenir arar dururum
Beşerin şaşması huyundan mıdır
Bir garip yolcuyum dünya yolunda
Konarım göçerim kime ne bundan
Ne varım ne yokum bu düz yokuşta
Sonumu bilmem haber yok ondan
Kelamım yüreğe bir yudum suysa
Yalnızlık Alemde koca evrende
Göğsüne yapışır durur sinende
Boğazın yutkunur kalır dilinde
Güvenme zalime kırarlar testin
Yolunda menzilde açarsa gülün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!