Gecenin kulağına şimdi fısılda,
Anlat gönül! düştüğün aşk ateşini.
At ayın alnındaki perçemleri
Oynaşan yakomozlara.
Tut dalgaların sırtındaki
gümüş çırpınışları,
Aşığın ruhuna değince gecenin tülü
hüzün haneleri açılır ardına kadar
yavaşça bir lav gibi akan gözyaşı
delice sevenin tenini yakar.
Uyku tutmaz gözler,konuşmaz diller
Ödevini çalışmış aşık!
yüzünde güller açtırmış,
Bir demet menekşeye sığmış şirinlikleri,
Sevda halkasını boynuna takmış,
Dilinde, bildiği tüm sevgi türküleri.
Gözümü kapasam; uzak sandığım hislere götürsen beni
Pembenin tonlarının canlı olduğu,
Yeşilin fıstıki tonla buluştuğu
Maralın arzu ile dağlarla koştuğu
Gönlümün kelebek kanatlarına konduğu
An’lara götürsen beni sevgili……
Senin şefkatin doğurgandı annem
tükenmiyor çoğalıyordu her seferinde
ben yaramazlıklar yaptığımda
dinlemediğimde sözlerini.
Tokat acısını yerine
sevginin balını sürüyordun yanağıma.
Hiç diz boyu korkulara gömülmedim;
ürpertilerim oldu elbet
meraklarım,
telaşlarım,
acabalarım,
ağlamalarım.
Hangi düşlerde raks eder mutlu tenin
savaşa hazırdır aşk zamanı
o tutkulu bedenin.
Sonbahara hüzün düşmeden;
sen yazıma
kelebek kanadı ol, gel.
Gülücüklerine serpiştir umut veren baharları
Yerle yeksan olsa dünya, sen unutma hülyalarını
Hayat bu; katranın karası da akar damarlarından
Gül şerbetleri de içilir aşk pınarlarından
Yeter ki vazgeçme, huzura koşan adımlarından
Yaman sıkıntılara düğümlemişler bizi.
Sıkıntılardan kaçarken
ruhumuzu vesveselere çözmüşüz.
Her vesvese korkulara çıkan merdiven gibi.
Basamakları çıktıkça,
en yukarıda yarattığımız öcü.
duygu yüklü şiiriniz okurken hislerim kabardı anneme seslenmek geldi içimden.evet çocukluktan ölüme herşeyimiz anneler,annelerimiz...nefesimiz...içtiğimiz su...kutluyorum..saygılar...
çok cici samimi içten ve bu içtenliğini dizelere döken tatlı güzel yürekli bir melek o onu çok seviyorum