sabırsız makamından çalıyor ölüm
tam da bir hassasiyet vakti
sabit kalemle yazarken bir sevdayı
hayret
bir sevgili
hiçliğim karası gözlerinde
sessizlik akşamüstüdür
geveze gündüzden sonra
susmak
gece
törpülemeliyim sivri uçlarımı
konuşursam eğer bütün gece
nereden gelip nereye vardığımı bilemediğim de olur
sonuçsuz
sen beni böyle kabullen
inancın bittiği yerde
uçuyor tedirgin kuşlar
tekil bir hasta
kalıyor açlığıyla baş başa
vazgeçtim kusursuz gökten
bildim bahanesi hazırdır her an
çevirdim sulara sırtımı
dayanmaz ağzıma
kendi suyunu iç
ne güzeldir o
her şey güzel olacak yalanı
samanlık seyran olacak
peki ya kalbiniz ne olacak
bozuk saat gibi çalışan
bu gün sokağa çıktım
açık havada bir çay içip
bir de güneş görelim dedik
şu güneşin işine bak
gitmiş bulutun arkasına girmiş
sabah sabah gelmişlerdi
gittiler artık şamdanları da yanlarında
eski eşya dolabında unutulmuş bir eşya gibi
galiba en doğrusu da buydu akşam akşam
dalganı geçsen de rafa kaldırmamak
siirlerinizi okumaya yeni basladim; ama gercekten cok mutevazisiniz :))) bunlar gercekten cok guzel siirler :))) sizin dediginiz gibi degil yani...
artik ben de takipciniz olacagim :)))
fanclub'a alin beni :)))