ağıtlara ilintili
çarşılara imrenir de
duvarlara tapar
köşelere kapanır
oysa şimdi vakitlerden
gecikmiş bir hatırlanmışlıktır
yaşanmamış bir aşk
kendini ezberlemek üzere
okula gönderilen çocuk
sessiz bir yokuştur
bir akşam kararmasında
bir gün seni yeniden bulursam eğer
yanık kokusu sinecek her yerine
bir ampul gibi yanacak
avuçlarına bırakacağım
zarfsız mektuplar
‘’ Sevgili Zeze’ye ‘’
belki hiç düşünülmeden
kendi kendini oluşturmuş
bu sokağa
giren de pek düşünmeden
herkesin yanılgısı kendine
aynada görünür
kimi bıyığını ölçüsüz kesmiş
kimi makyajında uyumsuz
kimi sevdim sanmış
'' Sevgili amcam, Abidin EMRE için...''
sayıklamalı soruları vardı
kadının
çok bilindik bir marka
iç çamarlarını çıkarıp
yaralarımın simgeleri vardır
söze inananın ki çıtalı uçurtma
elektrik tellerine takılı kalmış duruyor orada
ele inanansa bir boşluk
yüzüm kalmadı ki hiç ellerinizde
dokunmadınız ki yanan gözlerime
hiç sokağından da geçmediniz sözcüklerin
pencereleri hep açıktı
kırmızı zamanlı sesle
geleceğe uzanan bir nefesin
siirlerinizi okumaya yeni basladim; ama gercekten cok mutevazisiniz :))) bunlar gercekten cok guzel siirler :))) sizin dediginiz gibi degil yani...
artik ben de takipciniz olacagim :)))
fanclub'a alin beni :)))