kaç kişi yaşıyor içinde
gündüzünde gecesinde
kaç kişi
yaşamak gibi
yaşatmak gibi yaptığı
kaç kişi
sana armağanını geri veriyorum hayat
istemem artık gereksiz kutlamalar
doğrulanmış olan neydi ki
paravanlar ardındaki ömrümüzde
bir türlü değişemedik istediğimiz gibi
hep dönmek için gittik bir yerlere
sen sen misin
yani olmak istediğin sen
ben
ben bu dünyada
bir seyirciyim sadece
somurtan palyaço gibi bir ermiş ya da
sıkıntılı sevmeklerden gelmeler
utancın kovaladığı kaygıda yitirilmiş sözcükler
türeyen bir sevişte bir merak tek kişilik
nereye koştukları belirsiz yeleleri uçan atlar
yalnızlığında doğurgan bir aydınlık
asılmıştır iplere
vakitsiz aşklar
ben kimim soru işaretli
kül dağılır
koz kalır bir süre
gönül ırmağıyla ıslanınca
sıkıntı mevsimiydi sanırım
yapraklar morardı
dağ çileklerinin de tadı yoktu
bir saat
önceki bir saatten daha uzun boyluydu
kin artığı bir sessizlik yaşandı
bakıp ufka beklerken
gidip de gelmeyeni
gözlerinden dökülen
iri gözyaşı
taş taneleri
aralanan ırmağı anlatmak
belki basit ne ki kolay değil
güneşin gizlenişini ikide bir
sessizliğin işkencesini
kıvrak tedirginlikle
sürek avındaymış gibi
siirlerinizi okumaya yeni basladim; ama gercekten cok mutevazisiniz :))) bunlar gercekten cok guzel siirler :))) sizin dediginiz gibi degil yani...
artik ben de takipciniz olacagim :)))
fanclub'a alin beni :)))