yoksun
düşünmekteydim
kapı ne zaman çalacak diye
ne ki yoksun
ah dağlarım dağlarım
gece yarısı dağlarım
dağlarda kaldı bir yarım
O’nun için ağlarım
dağlarımın gece yarıları
ansızın çalınca yangın çanları
çoktandır unutulan pencereler açılır
sabah
öğle
akşam
mutsuzluk durmadan çoğalmaktadır
1
geldin bir rüzgârla hem de nasıl
gittin rüzgârsız nasılsız
geldin hatırlatmak için
nahoş geçmişimi
karanlıklardı vazgeçemediğimiz
bir sokak çocuğu alışkanlığı
ölçüsüz kılan sözcükleri
kapatan kapıları rüzgâr değil
elbet ellerimizdi
bilmeden değil bilerek
varsa yürek
zindanın karasında açar
bir çiçek gibi kapısını
ahlar kalsın ahlayanlara
boşlukta yıldız toplayanlara
gönlümü kuşattın
ses ettim mi
yalnızlığıma geldin
çoğaldık
yenilendik
yalan mı
I
tüy gibi uçarken boşlukta
şevkati çocuksu mecnun
hatırlanamaz ellere doğru
farazi takvimler yaratıp
'' Sevgili Asuman Söylemez 'e...O Güzel İnsan 'a...''
‘’... ve iki çocuk,aklıkları birbirine eşit dişlerle,
kardeşçe gülüyorlardı birbirlerine...’’
siirlerinizi okumaya yeni basladim; ama gercekten cok mutevazisiniz :))) bunlar gercekten cok guzel siirler :))) sizin dediginiz gibi degil yani...
artik ben de takipciniz olacagim :)))
fanclub'a alin beni :)))