sense bir yüz yakıştırdın yüzüme
benim olmayan
nasıl görmek istiyorsan öyle
ama ben bir kumarbazım
zamana yenildim
zaman zaman
cinayetin ardından
çiçek kokusu yayılacak değil ki
bunu iyi öğrendik
kan sarkar duvarlardan aşağı
kaldı geride asılmışlar ormanı
belki görmeyeceksin bile
bile umursamayışlarınla
cesaretten tedirgin olan
sen
selam mı verdin
yoksa gittin mi
yüzüme bak
söyle söylemen gerekeni
haydi hırpala beni
ben mi
ben çoktan söyledim
sen bir çılgınlıksın
çığlıksın uçurumlardan gelip
dağlara uzanan derin
yağmur serpintisisin
akıllar ayıklayan
gezintilerdesin saçma
sıcaktın çok sıcak
nerdeyse dağa çıkacaktım
kalk gidelim desem gelir miydin
bilmiyorum
gönlünü tam dökmedin
kaldı eteğinde taşlar
yön bilgin var mı
ya da pusulan
sessizlikten sese geçen
çok imgeli bir an
bir istasyon
tuhaf şaşkınlıkların
umurunda mı acaba
yorgun kaçkınların
yokuş aşağı kaçanların
garip bir düşüş ansızın
bir gülüş
mevsimler gibisin
sıcak yeminlerini unutup
merakına kulak verirsin
himayende horgörü
kendimle kaldım gitmek üzere bir yere
göğe bakar deli atlar özellikle geceleri
kişnemez sadece söylenirler
öğrenilmez sonsuza baktım hiç
bu denli ilgili olmak mı gerek
siirlerinizi okumaya yeni basladim; ama gercekten cok mutevazisiniz :))) bunlar gercekten cok guzel siirler :))) sizin dediginiz gibi degil yani...
artik ben de takipciniz olacagim :)))
fanclub'a alin beni :)))