Gecenin ala şafağında kargaların kahvaltı vakti
Sokağın karanlık gölgesinde in cin top kovalar
Sabah ezanı okuyacak hoca minarede yok sanki
Kaldırımları arşınlamış uyurgezerlere benzeriz
Kırk parçaya bölünmüş kafamızda koşan kırk tilki
Dar alanda kısa paslaşmalarla perişan haldeyiz
Yeni işe başlayalı henüz daha üç dört gün oldu
Merhum İçerenköy servisi tedavülden kalkmış
Biraz yapay zekâ ürünü biraz Selman Ağa yorumu
Kaderde birkaç günlük Fındıklı’ya sürgün varmış
Kavga dövüş içinde Küçükbakkalköy’e tayin çıktı
Serçe parmağımın ucunda
Boy vermiş şeytan tırnağı
Yerin dibinden hiç çıkmasa
Bütün tırnakların yüz karası
Baksan ufacık bir kıymık gibi
O kadar yufka yürekliyim ki hiç sormayın
Oklavayı kapan içimde sigara böreği açtı
Sigaranın ucunu yakıp da tüttüren mi ararsın
Yoksa sadece bir ısırık alıp murdar edeni mi?
Hadi bunca yürek israfına eyvallah diyelim
Lanet sigarayı üstümde söndürmeseler bari
Ölüm kusmakta kanlı savaş meydanı
Gökyüzünde gaddar bombaların çığlığı
Bir sedye taşımaktadır iki kafadar
Birbirini öldürürken on binlercesi
Sıhhiyeler ise yaşatmaya çabalar
Askerin kolu bacağı eksik olsa da
Kimsesiz bir ağacım
Dağ başında ıssız
Yaban bir köşeden
Dört mevsim şiir açarım
Uçsuz bucaksız
Öyle sakin duruşuma bakmayın
Uzunca yılların yorgunluğu var
Hem ben ne fırtınalar kopardım
Siz nereden bileceksiniz canım
Aşklar, savaşlar, ne maceralar
Kamera döşemiş sağa sola
Masaya oturmuş bizi izliyor
Bakınıp duruyor sana bana
Tuhaf adam patron efendi
Can sıkıntısı mı var bilmem ki
Yoksa korku mu salmak istiyor
Sen kocaman saraylarda yaşa
Duvarların bile altın kaplı olsun
Vezirin, rezilin sana selam dursun
Bize çok bile çadırdan bozma oda
Olursa içine bir parça güneş vursun
Sen en güzel yemeklerden ye
Tut ki ben periyodik cetvelim
Metalinden ametaline kadar
Ne istersen önüne sererim
Rüyanda bile görmesi çok zor
Bu kadar element akla zarar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!