Kiraz ağaçlarım, kırmızı dudaklı sevgilim
Kısa pantolonlu, zambak çiçeğim
Ceviz ağacım, çeyiz sandığım
Kokumu saklarmısınız bıraktığım yerde
Ellerin
Bana bir kelime söylesin
Gül gibi açsın yüzümde
Dalgalarını vursun yolculuğunun
Çırpınışların yüzümde yıkansın
Arkaik sivil, sokağa attığın var oluşun, sözcük çıkmaz sokağı.
Tümcelerin deprem görmüş kişilik eksiği, çevirisi içinde.
Sanal klavye dokunuşun, Rus ruleti isyanı,poetik söylem.
Ezgisiz bir akış seti, dili kurumuş önbellek.
Patika yolların, azınlıkların yollarına yolcu
Virane yıkıntıların ardında ki, kendine kurduğun gökdelen tasdiknameli.
Sessiz gemiler sessizce gidecek
Demir atacak yüreğime kor bir sızı
Gözlerin yanacak içimde deniz feneri misali
Aşk dalgalarının dizine başımı koyacağım
Belki buhar olacak bu deniz
Belki ırmaklar gözlerine akacak
Şairler ülkesinde
Kelime olsam
Sıcağı çıkarsam ağustostan
Çıkmazı karşılasa şairin kanı
Soğuk kırmızı kelimeler dökülse avuçlarıma
Marazi şemsiyelerin altında ıslasam
Yolları dinliyorum
Susuz ışıklar yansıyor
Eski defterlerin tuzu henüz üstünde
Kim bilir kimlerin
Gözlerinin sözcüğü damlamış camlara
Sis
Sonbaharda yorgun yağar
Çıplak ağaçların üstüne
Karın beyaz gözleri ölür
Güneşin kızıllığında
Sarıya çalar saklı duran umut
Tarla çocukluğudur bizim çocukluğumuz
Gemilerin yalnız karpuzdan olanını görürüz
Kuyudan çıkartılan sudur denizimiz
Resimleri avuçlarımıza çizdiğimiz nasırda biliriz.
İsimsiziz
Daha
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!