güreşiyorum oyuncaklarımla
kazanan oyun havası çalıyor
siyah önlüklerimin üzerinde
Papazın oğlu,
Yalnız
Renkli renkler dokundurmuş
Tuvalın dudağına
İçinin karasını
Rengin ateşinde söndürmek için
Vurduğun dalgalar sahilimi paramparça etti
Bütün vücudum senin şeklin
Kumum
Bilmem hangi taştan oyuldum
Hangi sahil aldı kucağına beni
Hasretlik volkan olup coşunca içimde
Lav olurdu sevdan, yakardı içimi
Çocukluğumun düşlere yazdığı hikâyemdin sen
Titrerdi yalnızlığım, seni her düşündüğümde
Güneş, yağmur ertesi gözyaşlarımda
Uykular, ertelenmiş yaşamlarda firarda
Sırlar acıya ağlarını örer
Okyanus derinliklerinde yaşayan canlılar misali
Karanlığın yalnızlığında bir ömür tüketirler
Gece,gündüz,mevsimler yoktur bu dünyada
Manasız bir ömrün tükenişiyle deryada yüzerler
Nerden gelinip nereye gidildiğinin bilinmezliğiyle
Yüzüm
Damlamış kara
Üşümüş toprak
Damlarken her çizgisi özüne
Bastonla uçan
Bir kuş havalanmış
Hebe
Yüzümdeki vazoyu kırdı
Hüzünler devrimi sızdı kırıklardan
Gençliğin ödülsüz sergisi
Hayatın turunda
Saat ayrılığa çeyrek ömür var
Yaşanmamış,yaşanmışlıklarla elveda saati ömrümün
Valizler toplandı bir kaç damla gözyaşı,
burkulmuş bir kalp sızısı,yititirilmiş hayaller
Pembe düşlerle başlayan bir hayat yolculuğu
Yalnızlık bulutlarıyla nasılda dağıldı, karardı
İlkokulumu annemin göğsünde
Orta öğretimimi dostlarımın ihanetinde
Yüksek okulumu ise
Sevdiğimin terk edişinde yaptım
Sokaklar, tam boyutlu görseli gözükmeyen pencere.
Resim çiziyor adımlar, hareketli,net çizgiler.
Dört mevsime eklenen, duygu sağanağı mevsimi
Kurşun adımlar, kınalı,mezhep kavgalı çizgiler.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!