Susayınca gözyaşını içti,
Acıkınca öğüt yedi, küfür yedi büyüklerinden...
Şehir parkının çimleri yatağı oldu,
Ekene, biçene minnet...
Kavga ne, neyi paylaşamıyoruz?
Aynı vücudun uzvu değil miyiz?
Hak’tan gelir, yine Hakk’a döneriz.
Biz Hakk’ın nuruyuz dedi Mevlana.
Ye, iç,yat, Hak emrine riayet et.
Bir çığlıkla gelmişlerdi.
Gittiler/ bin çığlıkla.
Milyonlarcaydılar.
Yaşadılar çığlık çığlığa.
İnsanlar, insanlar..
Adam zübüklük için yaratılmıştı.
Ya değer vermiyordu, insana.
Ya da değerini bilmezdi.
Azıcık ilgi görse,
Kendini bile satar;
Gün göreceğimiz filan yok anlaşılan.
Gün, frontal duruşlu ceset gözlerinde saklanır.
Gece ise pegasus kanatlarında başına buyruk, belalı.
Kar taneleri kara mı yağıyor Hatice! .
Yoksa gözüm mü kararıyor?
Sesine ses vermiyorsa,
Dağ boşuna heybetli çocuğum.
Deniz boşuna derya,
Minik yüzünü okşamıyorsa dalga.
Ilık gelincikler aktı,
Şımarık yüreğinden.
Kudurmuş deniz köpüklerinde yundu,
Buğulu mavi gözleri.
Karlı tepelerde,
Dipsiz uçurumlarında parçalanıyorum.
Kırıntılarıma sevinir gölgen.
Dostu olmazmış ya düşenin,
Bir tekme de sen vur derler hani?
Düşüyorum kayalarına çarpa çarpa,
Sağ yanımda sevgilim, solumda deniz..
Deccal sevgilerin peşi sıra;
Giderken mavi, dönüşte kırmızı
Be hey Yunan!
Perki yiyip,uzo içemedin ya.
Sirtyaki de oynayamadın.
Berk-pulat gencimiz,
Senin delişmen oğlanına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!