Uykum var.
Karadeniz dalgası kadar.
Uyumam, uyuyamam.
Çünkü deli gibi yazasım var.
Ne yazacağımı bilmeden,
Şikayetlerim içimde kum saati...
Yatarken başucumda, kalkarken ayak ucumda.
Ezmeye cesaretim var mı bilinmez;
Zira onlar da birer hatıra değil midir,
Harikulade alakasız bir vakitte tezahür eden,
Ettiği gibi sıkıntıdan sıkıntıya sevk eden,
Çay içmenin manasının olduğu günler.
'İçim ısındı'' deyip, köşelere ayrıldığımız günler.
Deniz mahsüllerinin tadının,
Yağmur damlalarının tıpırtılarıyla seviştiği günler.
Belki de bu serserinin,
En efendi olduğu günler...
Bir daha dayanamam...
Bir aldatışa, bir kandırışa...
Dayanırsam eğer bir gün;
Kalpsiz desinler...
Desinler ki;
Kalbi olanlara ayıp olmasın...
Ne korkuttum sevdalarımla niceleri,
Şeytanın sıfatı sığınsa yüzüme;
Daha mı melek dururdu?
Kural tanır ve sevdasız bir ben,
Daha mı az korkuturdu?
İçimde sakladığım eşkıyadan kim haberdar?
Seni üzmeye çok fırsat buluyorum biliyorum.
Ama ne yapayım?
Sessiz kalmana dayanamıyorum.
Bağır, çağır, kavga et benimle,
Kavganı bile özlüyorum,
Ne olur bir şey söyle!
Senin güzelliğin,
Sana ne kadar da benziyor.
Kendine çekmişsin.
Doğduğunda alnına yazılmış,
Güzelliğinin temelleri atılmış,
Yüreğinde...
Çamurlardan kurtulur gibiyim,
Mutluyum esasında.
Nüktedan yalnızlığımla cilveleşiyorum.
Alaya alır gibiyim,
Arzularımı her defasında.
Ve her defasında düşünüyorum,
İşte öyle.
Umutsuzluğun umutsuzluk yolu çizdiği bu umutsuzluk yolunda,
Fazla durmamakla iyi ettim galiba.
Zaten bir şair demiş ya;
''Umutsuz sevilmez.'' diye.
İtiraz ederdim bazı bazı,
İyice acımasızlaştı bu bendeki sebepsiz telaş.
Umursamazlığı tavır takınmış fakat içinde volkanlar kopan,
Yarım bir mutluluk.
Senin çocuksu ama aynı zamanda sorgusal bakışların,
Bendeki suçluya müebbet kesiyor.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!