KADIN:
Şimdi camı açtım,
Evet camı açtım.
Hava o kadar güzel ki;
En sevdiğimden.
Kapkaranlık bir yoldasın.
Her aydınlık sandığın daha da karanlık çıkmış,
Bazı bazı.
Yolun sonu belli değil.
Dilinde eski zamanlardan bir şarkı.
Gah ıslıkla, gah sözlerle eşlik ediyorsun adımlarına,
Nasıl ama?
Nasıl da kasvetli bir hava...
Kasvetteki mutluluğu görebiliyor musun?
Bulutların yağmuru yağdırmak için hazırlanışını görebiliyor musun?
Esen yeldeyim.
İşte tam oradayım.
Çok anlatmak istiyorum da,
Hangi birini anlatayım;
Bu kadar toparlayamazken?
Kendime bile anlatamıyorken,
Nasıl söyleyeyim sana?
Çok söyledim gerçi bu asırlar...
Düşündükçe bulunmaz o söylediğin.
Bir an olur ki sen de şaşarsın,
Hadi ben de şaşayım.
Kalalım mı şu gecenin sessiz karlılığında,
Sevdanın o cesur ama korkak kararlılığında?
Gece ne kadar da gece bu gece.
Ama rol yapıyor,
Ya yarına, ya bugüne.
Seviyorum geceleri duvarlarımı;
Konuşmayı seviyorlar benimle.
Fakat anlamıyorlar beni.
Yalnızlık duman gibi...
Karnın doyar geçtiğini sanırsın,
Bir sigara içer geçtiğini sanırsın,
Kararlar alırsın ve geçtiğini sanırsın.
Tütmeye devam eder...
Kokusunu duysan bile,
Bize malum olmamış dünyanın ne getireceği.
Bazen bakıp da diyorum neler geçmiş üstümüzden...
Ya bir karga, ya bir güvercin.
Kimi zaman ikisi birden uçtular üstümüzden.
Zengin kız, fakir oğlan misali...
Bırakıp gitme bir daha beni...
Bilirsin dayanamam,
Kahrolmayı yeğ tutar gönlüm,
Misafiri olur geceleri kederin...
Bırakıp gitme bir daha beni...
Bahçeleri ne kadar yabancı bu şehrin.
Sanki hiç adım atmamışım,
Sanki hiç dallarına takılıp düşmemişim gibi davranıyor.
Hiçbir şey olmamış gibi...
Bu şehir de mi pişman acaba,
Benden çok şeyler götürdüğü için?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!