Tozpembe etmişler dünyayı
Gözlerini boyamışlar
Sokaklarda daha çellik çomak oynarken onların
Sırtını sıvamışlar
Ve!
Haydi demişler, bir yumruk vurmuşlar sırtına sokmuşlar içeri,
Deli, deli seni sevdiğim belli
Var’ mı dünyada benim gibi bir deli
Şu benim deli gönlüm sende iken,
Neden sevmiyorsun söyle sen beni.
Yakışmaz’ mıyım ben senin yanına
Ey Hak yolunu bilmeyen, gaflete düşmüş zavallı
Zehirle eştir bilmez’min, boşuna geçen zamanlar
Dünya bir hiçtir bir düşün kalmaz kimseye sarayı
Yel gibi geçen dünyada, sefa sürsen neye yarar.
Bir düşman gibi davranıp, karşındakine bakmakla
Eylül.
Canım sıkılıyor yine
Dayanamıyorum Eylül, dayanamıyorum memleket hasretine
Sık, sık sesler duyuyorum.
Birileri beni çağırıyor gibi geliyor, kendine.
Lal oldum, yine.
Gönül konuşmaya başladı benimle.
Gözlerime düştü birer, birer geçmişte yaşadıklarım
Eylül sen geldin diye.
Eylül.
Bu dünyanın sonu yok boş geçirme dünyanı sen.
Yalancı dünyada kim kaldı, bir düşün faniden.
Malınla mülküne aldanma hepsi el kiridir
Bu dünyanın sonu yok malda mülk de hepsi yalan.
Geceye sarılmışım
Uyumuşum sessizliğin içinde
Bir ara uyanıp baktım.
Küçüklü büyüklü, yıldızları gördüm gökyüzünde
Gece dediğin, işte böyle olmalı.
Sessiz, olmalı.
Torosların düzünde, akar durur bir nehir
Karşısından bakardır, tam tepeden bir şehir
Durur, durur ağlarım, bana hasret çektirir.
Boynum bükük yıllardır anam, anam garibem.
Hasret kaldım o yerin, toprağına taşına
Üzgün duruyordu.
Düşünüyor, yüreği kan ağlıyordu.
Kader yorgunuyum diyordu, benimle konuşurken.
Gözleri dalgındı.
Sanki o, dünyasına küsmüş gibiydi.
Ve!
Ey benim güneşim ayım
Canımdan çok can yoldaşım
Sen evden çıkıp gideli
Sensiz yenmez oldu aşım.
Firakın yakarken beni
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!