Otuz Ağustos
Bir ulus ağlarken, vatan aşkına
Çok canlar vermişiz, şehit olarak
Yakışmaz bizlere bunu anmamak
Bizlere bayramdır, otuz ağustos.
Yatma kalk, sabahın sesini dinle
Tan yeri güneşten, yanıp durmadan
Silkelen, şöyle bir gel’ de, kendine
Faydalan sabahın, güzel hayrından.
Yatma kalk, sabahın sesini dinle
Geçip gitmiş yıllarım, göz açıp kapamadan
Saçlarıma ak düştü, yaz bahar yaşamadan
Korkuyorum kendimden baktıkca aynalara
Saçlarıma ak düştü yaz bahar yaşamadan.
Bakıyorken her sabah ak düşen saçlarıma
Sağ ol güzel kuşum.
Sağ ol.
Bir çığ gibi büyüdü içimde verdiğin neşe.
Ve birdenbire!
Mutluk rüzgârları esti, ağlamaktan bıkmış gözlerimde.
Boş ver, be şairim.
Üzülmeye değmezdir, bu dünya.
Değil’ mi ‘ ki, yalan!
Mal mülk para, zenginlik her şey boşuna!
Kıt kanaat, geçinsen’ de yeter.
Sağlığın varsa.
Sallanıyor ağaçta, aynı dalda iki nar
Gel birini keseyim, tane, tene yersin yar
Nar var diye gelip’ de koparmadan başkası,
Gel birini keseyim, tane, tane yersin yar.
03 Kasım 2015
Güllerin açtığı gönül bahçeme
Bir tek sen girmiştin taze baharken
Şimdi sen üzgünsün sebep nedense
Ne oldu şu sana, beni severken.
Bakınca, şu bana yeşil gözlerin,
Bakamam o gözlerinin rengine
Bakışından düşer, bayılırım diye
Seni gördükçe kapanır gözlerim
Güzel gözlerini, görmeyim diye.
Çarşıda pazarda, görünce yolda
Sararmış yaprak gibi düşmüşüm’ de dalımdan
Savrulup durmaktayım, hazan vakti rüzgârdan
Ne bir dost ne tanıdık, gelip gitmez yanıma,
Gam dolu şu yüreğim, oldu en son bin parça,
Savrulup durmaktayım, hazanımda rüzgârdan.
Yine ben, sebepsiz endişeler içindeyim.
Bu gün.
Vesvese yüklüdür halim.
Ağır başlı gölgeler dolaşmakta etrafımda
Ve!
Taş kesti, gözlerim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!