Gece sessizliğiyle gelir
Herşeyin sustuğu yere
Beyaz giysili melekler sükun ister
Nurdan yürekleriyle.
Kan pompalanır yüreklerimize
Hafiften irkiliriz...
Kabarmış yüreği Karadeniz 'in
Dalgaları uçuruyor beni
Mızrak yemiş bir boğa gibi köpürüyor
Acıyan yerlerinden...
Bir taş atmışsın geçerken
Dalga dalga yayılan damarlarına
Havada dağılıyor kuşlar zikzak çizerek
Değmeden yapraklara
Dünya eğik başıyla solduruyor çehresini
Güneşin kırık ışıklarını ıskalayarak
Müsrif bir rüzgâr koparıyor canları bedeninden
Yaz güneşinin biriktiği yerden
Kara bir çarşaf gibi uyuyorsun gözlerimde
Patlak gözlerine değmeden poyraz
Aldatıcı sıcaklığın yayılıyor tenime
Donuk istavrit bakışlarında üşüyorum
Soğuk homurtuların vurunca yüreğime
Mağrur duruşunda ürkütücü eda var
Gece dolaşır içinde tutsaklığın
Ölçüsü kaçmış uygarlığına
Üç noktalı tam tam sesleri vurur
Ve susar kara lekeler
Güneşi içmek için.
Terkedilmiş değerlerin yurdunda
İstanbul' u sen sevdirdin sevgilim
Köhne bizans yıkılırken içimde
Sokak sokak seni sevdim sevgilim
Kokun beni sardı başka biçimde.
Senin hatrın kırılmasın sevgilim
Sen yaratılmışların en asili
Sen Tanrı'nın kulusun,
Yücelten yüceltmiş seni
Sen insanoğlusun...
Kim takabilir ruhuna
Gözlerimizde sarı kelebekler uçuşurdu
İki günlük ömrünü
Dolu dolu yaşayabilmek için
Bilinirdi tüm saatlerin
Sonbahara kurulu zemberekleri
Bilinirdi düşlerin ufka kayan elleri
Bu yıl ballar bir başka kokuyor
Arılar dudaklarından almış
Buruk bir mevsim gibiyim buralarda
kokun ballarda kalmış...
Kanatlı rüzgârlar esiyor sahilde
Kokunu tüketiyor kumsallarda
Karanlık beyaz giysilerini giyerek gelir
Baykuş gözlerinde kana bulanır güneş
Yamalı bir mutluluğa öykünür gölgeler
Düşer kurak toprağa hüzün bulutları
Kirlenmiş dünyanın pasından
Kıyama durur kötülükler önünde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!