Eğleşip kalmışım ben buralarda,
Çıkıp da bir yana gidemiyorum.
Öğrenciyim bu kırık sıralarda,
Bırakıp da bir yana gidemiyorum..
Garip insanların derdi dinmiyor,
Sevdim dersem seni, yanlış anlama,
Aslı gibi, Şirin gibi olamaz!
Aslı'ya. Şirine saygım var ama,
Dünyevi sevgiler saygın kalamaz!
Erişilmeyendir sevdanın hası,
Tek-Bir sevgili var; sevgi dehası.
Yiğitler diyarı Serhat şehrine,
Bozok Yaylası'ndan selam getirdim.
Arpaçay'dan akan Aras nehrine,
Bozok Yayalası'ndan selam getirdim.
Kars suyu yamandır ha, yaman akar,
Hastane önü oturdum ağladım
Ağladıkça karaları bağladım
Bir hasta oturmuş gamlı sızlıyor
Baş ucunda dostları gözlüyor
Debrem gecesi binalar yıkıldı
İçinde binlerce canlar ağladı!
Sokağa sessizce korku saçıldı
Çoluk çocuk nice şenler ağladı!
Yalova, İzmit, Değirmendere
Bir dost arıyorum
Yeniden çıkıp yolculuğa
Dünün defterini kapatıp
Gerçek dostları soruyorum.
Menfaat üstüne olmadan
Bana insanca dost kalan
Yalnızlık bedeni yıktı
Karşıma Azrail dikti
Üstüme sıkıntı çöktü
Yolu sonu görünüyor.
Yaşamışım bir gül gibi
Cehirlik ve Gelin Kayası
Yozgat Cehirlik ve Gelin Kayası hikayesini duymayanınız yoktur sanırım. Gelin Kayasının hikayesini çocukluğumuzda dinler bu bölgeden geçerken efsanede anlatılan gelin ve damadın acı kaderine yanardık. Sürmeli Türküleri ile yüreğimizi dağlardık. SOKÜM ekibi bu bölgede incelemede bulunmuştu. SOKÜM ekibiyle gidemediğim için üzgündüm. Şair ve yazar arkadaşlarımızla gidelim bölgede bir inceleme yapalım istedik. Uzun süredir gidemediğimiz için bölgenin durumunu da gözlemlemek istiyorduk. Emekli öğretmen Araştırmacı-Yazar arkadaşlarım Mehmet Karaaslan, Nuh Şahin,ben Eğitimci yazar arkadaşlarımdan Ekrem Gürer, Yusuf Koç, Şair Salim Gülbahçe ve Osman Yükselle Cehirlike gittik.
Bildiğiniz gibi bölge Nohutlu Tepesinin (Cezaevinin) arkasında kalan vadide hoş bir mekan olarak dikkatinizi çekiyor. Doğal güzelliği cığıl cığıl akan suyu yeni filizlenen ağaçları, gelin alayını andıran kayaları, ender yetişen dağ lalesi ve tabii dokusuyla insanı celbeden hoş bir mekan... Aynı zamanda güzel bir piknik alanı...
Efsaneyi bildiğimiz için Gelin Kayasının hikayesi ile başladık incelemeye. Şu gelin, şu deve, şu atlı seğmen alayı, şunlar sandık, şu heybesi derken çevrede tam bir tur attık. Öncelikle ifade edelim ki, arkadaşlarımızla hüzünlendik...
Gül yüzlü yarimden bir haber aldım.
Sevdiğim tezelden gel diye yazmış.
Yollarımı karla boran bürümüş.
Ağlama cananım gül diye yazmış.
Çiçeksin gülden bir çiçek,
Yavrum benim küçük kuzum.
Taze fidansın gerçek,
Yavrum benim küçük kuzum.
Anneciği durmaz ninni söyler,
merhaba ahmet sargın hocam dokunmayın ağlarım şiiriniz hakkında görüşmek istiyorum lütfen bana ulaşın [email protected] yada facebook mahmut eren