Ehl-i beyt sevgisi kutsal emanet
Hem bir nasip işi hem de fazilet
Hasan ve Hüseyin şah-ı şehadet
Arşta arzda iki nakışın Ali’m
Pak-i Muhammed’tir şecerin neslin
Hakikate yangın bir bulut gibi,
Mana denizini yudumladım ben.
Yürekte burkulan bir umut gibi,
Kâbusları hayra yorumladım ben.
Kâh ufkumu sarar hüznün vebali,
Bir duygu kapladı her tarafımı,
Sevgi dolu, sevda dolu, aşk dolu…
Bir de neyden dinle itirafımı;
Sevgi dolu, sevda dolu, aşk dolu,
Bir duygu kapladı her tarafımı…
Gökyüzü tarlası da kurak bu mevsim…
Kalemim aniden tükeniverdi.
Arzular toprağa dökülür sim sim.
Ruhumda sevdanın bitmeyen derdi…
Kısa bir ömürle sınırlı zaman.
Senden ayrı düştü yine yollarım.
Karıştı sağlarım, şaştı sollarım.
Derken bomboş kaldı ürkek kollarım;
Bana biraz daha sarılır mısın?
Çırpınan yüreğimde bir sevda gülü,
Senden ayrı kaldım bu ıssız yerde,
Ağlarım, sızlarım, inler dururum.
Güzel cemalini bir göremeden,
Bu virane ilde her an kururum.
Kalbim sanki taştan da sert bir etti.
Neyine aldandın sahtekâr dünya
Badende konaklı can senin mi ki?
Ömür dediğinin gerçeği rüya
Zuhur eylediğin ten senin mi ki?
Muhasipler tuttun para saydırdın
Aşkım öyle bir bağ ki; yıllara meydan okur.
Gönül çilem her desen; sevda dokur, aşk dokur.
Bütün yaşadıklarım ruha tuzak olsa da,
Gönül bahçem bülbülden gülden uzak olsa da,
Bu sevdanın yükünü taşıyorum sevdiğim.
Şu an sensiz de seni yaşıyorum sevdiğim.
Öğütüp yüreğimi,
Aşkın değirmeninde.
Şekil verdim.
Faydalanarak güzelliğinden.
Sırlanmış gözlerden sevdalı yaşlar,
Süzülür ruhlara inceden ince.
Sevgiyle kuşanan bir hayat başlar.
Alem başka olur; insan sevince.
Haziran 1994
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!