Hasretim, hasretim, bir tanem sana.
Günler uzadıkça, üzülür gönlüm.
Yolum düştü eski, köhne bir hana.
Ah olmasa bir de sensizlik gülüm!
Hayatımdan kayıp geçen bu zaman;
Şu gurbet eline geldim geleli,
Ağlarım feryadım duyan bulunmaz.
Yaş döküp gezerim ıssız yerlerde.
Derdin nedir diye soran bulunmaz.
Geldiğim yollara dönüp bakarım.
Sevdim işkenceye derde bulaştım
Yedi iklim dört bucağı dolaştım
Ferhat’ı, Mecnun’u, Kerem’i aştım
Ölümsüz aşkların destanı oldum
Tattım yanağından mest eden meyi
Her an sitem her an telaş
Sensiz gönül viran salaş
Ela gözden değil kan yaş
Sonsuz umut dökülmeli
Güzel senin aslın belli
Maveradan esen bir yel misali
Eser, alt üst eder yıkar visali
Bazen zapdedilmez bir sel misali
Yıkar engelleri coşar gülüşün
Sevda yolu keskin sevda ufku dar
Çivi yarasından, gönül yasından,
Silerken izini anılarımın;
İçerim geceyi kahır tasımdan:
Titremesi artar sancılarımın.
Geceler içmekle azalmıyor hiç,
GİTTİN
Sensiz geçen günleri hesaba vurdum.
İlan-ı aşkım için hayaller kurdum.
Titrek bir yürekle karşında durdum;
Başını önüne eğdin ve gittin.
Ulvi hayatın sevinci,
Nefes almanın bilinci,
Bir çift yol gösteren inci;
Gözünü gizleme sevdam.
Yollar uzak, günler acı.
Bakışın alev alev,
Ekiyor nara beni.
Sanki heyula bir dev,
Çekiyor dara beni.
Duvarda silik resim,
Ta Elestten bir kıvılcım can içine düşeli
Durmaz için için tüter daim yanar bu gönül
Hüsn-ü letafetin sihri aklı zayi edeli
Kime baksa sermestlikle canan sanar bu gönül
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!