ŞAKKUL KABER
Ay doğdu ay doğdu
Ortasından ikiye bölünerek doğdu
İki şakkaderek doğdu ay
GİBİ
Bir düş kanadı gibi
Kanadı kırık kuş
gibi
dir bu dünya
BEN BİR DELİ SARMAŞIĞIM
Ben bir deli sarmaşığım
Eski zaman aşığı
Bezen bir vurdumduymaz biri
Bazen bir kurnaz tilki
İlk uçan ben değilim
Benden önce de var
Ben Hezarfen'im
Pir-i Reis önderim
Yüzü şiir yüzü
İSTANBULİSTAN 3
Gümüş tenli kızlar yeri ürkütmeden gelir
Sen minberden gülüşürsün
Ben mihraptan kâh kâh kâh
Bölüştün bir ekmeği kaç yoksula
ÖLÜM VALSİ
İçimde bin bir eceyi karıştıran deniz
İlmeğinden geçiren sesimi en gür
En zehir ölmeklere çeviren
Zamanı dolduran sevinç kabında
ÖLÜM İSTEĞİ
Eriyen bir mum gibi sessiz sedasız ölüm
Dudaklarımda sevgi dolu son sözüm
O serin yataklarda bembeyaz çarşaflarda
Solan bir çiçek gibi usulcacık yaklaşsın
RASLANTILAR 3
Ey beyaz sarıklı başlar ey ulu vicdanlar
Size söylenmedi kara yazılar
Aslan sütü ve şamdan
‘’Şan şan şan bir iki alişan
Kızıl yüzlü akşamdan kalan ‘’
Bahar Şarkısı
Zarif kuşlar nerdesiniz
Yaşamı üç boyutlu kılan enseniz
19.04.13
Sabah belediye otobüsü beklemek. Ondan önce gazetemi aldım. Her gün değişik bir gazete alıyorum.
Cuma günleri Zaman. Salı ve Cumartesi Star, bazı günler Yeni Şafak ve Sabah. Arada Bugün, Haber Türk ve Akşam…
Yıllarca Yeni Devir aldım. Ondan önce ta ilk günlerinden Milli Gazete, daha önceleri yok. Benim gençlik yıllarım büyüklerimin satın aldığı Mehmet Şevket EYGİ’ nin Bu gün ve Sabah gazeteleri. Daha sonra Türkiye ve zaman gazetesi abonelikleri. Ardından Yeni Devir ve Akit aboneliği…
Dergilere gelince önce babamın takip ettiği Ufuk –rahmetli o zamanlar Süleymancılar’ la birlikteydi-
Sonra Kadir Mısıroğlu’nun Sebil ve daha sonra Diriliş. Milli Türk Talebe Birliği’nin Milli Gençlik dergisi Hisar, Yazko, Türk Edebiyatı. İşte benim takip ettiğim neşriyat. Düşünce hamurumu bunlar yoğurdu. Ha Tohum, Diyanet, Hak Ses dergileri de cabası. Daha sonraları İslam, İlim ve Sanat yetişkin olduğum zaman okuduğum dergiler. Varlık, Gösteri, Edebiyat dergileri de cabası.
haydi şair dostlar görüşelim