Ne PATAŞON gibi tombul bir cüce,
ne MASİST gibi bir dev,
ne de VİLLİ FRİÇ gibi bir babik oğlandır O,
iki gözlü, tek burunlu, basbaya insandır O...
hamiş:Cümle yekünü 'Benerci Kendini Niye Öldürdü? ' den alıntıdır.
Yolun ortasında bir lastik papuç
Sahibi belli olmayan.
Zümrütçe,
En güzel renk nasıl yeşilse
Adamca en güzel şey kayıp papucu.
Adam koskoca şehirde yalnız
Sizin notalarınız
Umut dağıtıyor farkında mısınız?
Bence farkındasınız.
Sizin telleriniz benim ilk aşkım
Ve melodileriniz
kayboldukça
karaladığım kelimemsin çığlık...
kudreti ile ak kağıda
buram buram yankı yayan...
sol kulağımdaki biçare gamze,
aynadaki yansımda nicedir
Usulca okuduğun yara,
Sularından geçerek ışıltılı tayfın,
Dize dize, şiirce akıyor Yâr'a,
Yâr? Yara Açan Riyakâr.
Bir büyük bir dik yamaç ruhun,
Kalbin olanca kenarlarında
Hayatım senindir.
Al hadi.
Bak gördün mü?
Avucunun içindeki o
Zavallı şey benim.
Bir sıksan belki öleceğim.
Hiçliğin odağında,
Beklemekteyim
Gözlediğim gözlerimi oyacak
Yirmidört kuzgunun
Telaşsız teşrifini
Bir fırtınanın tam ortasında sanki martılar.
Dönüp duruyorlar.
İşte böyle zamanlarda
Çiçekler hallerine ağlar.
Böyle anlarda yası olan kadınlar
Karalar bağlar,
Yoklukta, her dem illet sis, soluduğun o kara boşlukta.
Tek bir ışıltılı gemi geçerde ufuklarından,
Düğünler düzülür yüreciğinin orta yerinde,
Renk renk içersin, sinsi puslu perdeyi yırtıpta gönlünü şenlendiren ışınların herbir hüzmesini.
Gece, o katli-vacip nasıl da acımasızdır aşıklara,
İçerilerinde gizliden gizliye semirttiğin o sır,
Aziz olsun can bilinen gözyaşları,
Saydam camlara iğnelenmiş kelebekler misal.
Gurur ki meziyettir ecdadın her vesile kulaklara fısıldadığı,
Vakur şekilde tecelli etti davranışının orta yerindeki pırlanta aynada.
kara sularda içime çekiyorum gelin venüsün siyaha düşmüş şavkını ve ayın biçare hilalsiliğine için için acıyorum, maviş maviş delimsi patiskalarıyla ruhumun acizliğine, zifirinin göbeğinde şaşırıveriyorum.
Hava tertemiz, kahpeliklerinden uzak tüm iki ayaklı, akıllı organizmaların
ölümcül sinsilikleriyle düştüklerinde dimağın kuytularına,
zehirli huzursuzluklarıyla yılan misali insanı boğuveren sorularla kaplı zift misali gökyüzü.
umut biniverip yeşil kağıttan çatma kayıklara, yol alır inceden inceye gönül pınarlarımın kaynaklarına, uyur tüm insancıklar, günün onca telaşesinden ırak, o buğulu ıssızlıkta.
Kelime terbiyecisi dostum...
bu ismi tarih
unutulmayanlara yazacak...