saatçinin saati durduğu zaman,
ki zaman kederdedir derler anın tarifi için,
uçarı şairler kıvılcımlar çıkartır mısralarını çakarak,
ekmekleri ile oynanır korkusundan yalnızlık zindanlarında.
onlar bilir zira dilin biri bin yapma kudretini,
Delindi sema,
Kahır ve azap yağmada açılan gedikten.
Saklanınız ey yorgun şehrin bitap ahalisi,
Boz saçak altlarına asırlık sokakların.
Herdem yukarıdan kesmekteler kuşaklarınızı kuşlar,
küfür kokteylimin
şiir fitiline
çakmağını ilk çeken,
toprak havuzunda
ayakların dinlendirmedeki
kokusuz, dikensiz çiçeğin
kedinin köpekten kaçtığı gibi
kaçar şiir ışıktan,
bekler örtsün diye insan yüzlerinin binbir ayrıntısı
loşluğu ayışığının.
ve ürperir mısralar,
mutlu bir yüzün sıcaklığını hissettiklerinde üzerlerinde,
Kuzey rüzgarlarından mı, somurtkan yüzlerin benden çaldığı umutlarımdan mı yoksa, nereden bu burukluk, neden hayatta hep bambaşka bir dost elini aramam, bambaşka bir dost…
Günlerimin neşesi olacak, güldüğünde,taa şuramda:gönlümde ulu sular fışkıracak, ruhumu bereketlendirecek bir dost…
Sevecek karşılıksız bir sevgiyle durmadan, bıktıracak beni ilgiden, bensiz hep yalnız hissedecek, yolumu gözleyecek tatlı gurbetlerimin dönüşlerinde.
Batan güneşle kızıl bir kaza yaptı yapacak...
Yerlice,
ip-ince
Ufuk çizgisinde
U s u l u s u l
Sebeplerinden muaf olması sonuçlarının,
bir kabuki oyuncusunun bilgeliğini kazandırmaz sana,
en iğreti çıkışınla dahi, vakti ile ruhunda çiçekler açtırmış bu miskini,
bir cafcaflı TRT stüdyosunu basaraktan,
rüküşçe konuşan sunucuyu tartaklamaya kolayca itebilirsin.
Ey, meşe işlemeli kürsüsünün ardındaki,
Çocukça buz çekingenlikli adam,
Sayısal celladı upuzun koridorların;
Gözlük ve kellikten müteşekkil profesörlüğün,
Ve yüreğinde dal dal saçılmış gölgelerinin gücüyle
Akademik kırağılar yağdırdın sakal tellerime.
beyaz bir kağıtsın anlarımın üzerine hevesle serdiğim,
doğmamış hayallerim, çatlamamış umut tohumlarım,
görünmez dağların yeşil yamaçları yurdudur hayalinin...
ay bulutlar arasından sıyrılıpta gecemi şereflendirdiğinde,
gönlümün sisli rıhtımlarının kuytularına yavaşça yanaşır hayalin,
I (Dün)
Tek bir ayrıntının bile es geçilmediği o kutlu gün,
Uzay bir çiçek gibi zamana açıldı rengarenk taç evrenleriyle.......
Genişledi nefesler, derin demlere kesti her yer....
Çağların yosunlu filozofları çıktılar orta yere,
Kelime terbiyecisi dostum...
bu ismi tarih
unutulmayanlara yazacak...