Leyla, Mecnun'una, gülçiçek atmış
Çiçeğin dikeni, Mecnun'a batmış
Kanayan yaraya, öyle bir bakmış
Leylâ'ya dememiş:'Yaralandım ben! '
Leyla vatanımdır; Mecnun'sa benim
Ey! komşu kızı ve oda; artık size veda.
Sana aşık, sana dönecek değilim daha.
Yarın akşam taşınıyorum buradan;
Başka bir mahalleye..
Hep göz eder dururdun pencerenden, gel diye.
Mevsim mevsim yaşadık, artık sonbahar geldi
Renkli geçen çocukluk, inanılmaz güzeldi;
Şimdi şahikadayız, yürürüz sonbahara
El ayak üşüyerek, devam gelen yıllara.
Nice hazlar yaşadık, geçen bu ömrümüzden
Karlar erir birden, uyanır toprak
Kırlar çiçek dolar, ağaçlar yaprak
Kuzular doğuyor; koyunlara bak
Yaylamıza bahar geldiği zaman.
Güneş ısıtıyor, kara toprağı
Geçersiz saymış Makarios; Londra, Zürih anlaşmasını.
Yeniden başlatmış soydaşa sataşmasını;
Husûmet çıkarmış din adamı mı bu zat;
Yine savaşı başlatacak zevzek, heyhât!
Sanki az ölmüş bu zamana dek Türk;
Babamı gördüm rüyamda
Bana' oğlum nasılsın'dedi
Yolda karşılaşmıştım babamla,
Beni hasretle kucakladı..
Neredeydin baba, dedim
Sendin ey büyük insan,
Sendin bu milleti düşünen.
Geçmişsin kara tahta başına;
Yazıyormuşsun, anlatıyormuşsun;
Muzaffer olmak için cehalet savaşına.
Bilmezmiş bu milletin Türkçe Alfabesini,
Yıl, 1990 Aylardan Ocak
Ayılar geliyor; top, tüfek, tank.
Haramzade ağaları hız veriyor!
Katlediliyor: Kadın, çocuk ve yaşlılar.
Kanları oluk oluk akıyor,
Meydanlarda, sokaklarda..
Ben garip bir çobanım dağ başında.
Gezerim koyunlarımın ardında;
Babamın diktiği çuha sırtımda;
Anamın yaptığı ekmek torbamda..
Dağda, bozkırda sürümü güderim.
Gençliğine güvenme! Ömür sade bir gündür;
Zaman çabucak akar, gençliğin geçen dündür.
İçindeki bu günü, iyi kullan sev yaşa
Güz rüzgârın eser, kırağı yağdırır başa..
19 Ocak 2009
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!