Ahmet Bektaş Şiirleri - Şair Ahmet Bektaş

Ahmet Bektaş

Irksal Otorite

İnsanlar arasında en fazla çatışmaya neden olan husus ırk kavgası gibi görünüyor. Bu kavga geniş dairede Dünya çapında, milletler arasında oluyor, bazen de küçücük bir köyde aynı ırktan olan kişiler arasında sülale boyutunda yaşanıyor.

Irk kavgasını haklı çıkaran her hangi bir sebep olabilir mi?

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

İnsan Bir Kainat

“Bir düşünceden ibaretsin sen ey kardeş, yalnızca bir düşünceden… Gerisi ya kemiktir, ya kıl…” Mevlana

İnsanın en fazla merak ettiği şey kendi varlığı ve evrendeki konumu diyebiliriz.

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Gölge

Gecenin zifirinde düştün yollara,
Gökte Zühre aradın.
Dağlara vurdun kendini,
Zirvede ne buldun?

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Gücü doğru noktaya odaklamak

Işığın aynalarda bir biri içinde yansıması ve bir odakta toplanması tesirini güçlendirir. Lazer teknolojisi bu esasa benzer çalışır. Işık dalgaları veya taneleri (Işık hem dalga hem tanecik özelliği gösterir) bir birinin ardınca, birbirine destek verecek şekilde yansıtılınca muazzam bir tesir gösterir; demiri eritir! Büyüteçte buna benzer, biraz farklı bir esasla çalışır; Güneş ışığını odaklayıp cismi yakar. Büyük büyüteçlerle demiri eriten “Güneş hunisi” bizzat inceledim. Daha geniş bir araziye döşenmiş aynaların farklı noktalardan aynı hedefe odaklanması tekniği kullanılarak yapılan ısıtma sistemini de yakından inceledim.
Işık aynı noktaya hedeflenince muazzam bir güç elde ediliyor.
Geri kalmış, fikirleri dağınık, insanların birbirine yabani olduğu toplumların başarısızlığının nedeni daha açık görülüyor. Değil mi? Ne dersiniz?

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Hakikatin hakkı

Seni mi kıracağım?
“Doğru” deyiverirdim, yanlışlarına…
Olmasaydı hakikatin hakkı.

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Halktan kopuk aydın

Aydın olsun yeter ki halktan kopuk olması çok önemli değil! Sevilir, kabul görür. Aydınlar siyaset üstü olmalı diyorum, aydın siyaset yapmasın demiyorum. Siyasetçinin halktan oy beklentisi vardır, bu nedenle halk ile iç içe olmak zorundadır. Yaptıklarının ve söylediklerinin doğru olup/olmadığından daha önemlidir halkın kabul edip/etmemesi!
Hem padişahlık döneminde, hem de tek partili dönemlerde Devletin yönetiminde halkın katılımı etkin değildi. Çok partili dönemde halkın fikrine itibar edilir oldu. Fakat siyasi birikimi ve deneyimi olmayan büyük kitlelerin kolayca yönlendirilebilir olması başka bir sorunu beraberinde getirdi. Tabir yerinde ise halkı kafaya alan iktidara oturdu! Niteliksiz yüz binlerce vatandaşa Devlet kapısında iş verildi! Üretim planlaması yapılmaksızın çaylar, tütünler Devlet tarafından satın alındı! Hatta mitinglerde açık artırma yapar gibi taban fiyat belirlendi. İktidar olmak için halkın beklentilerine cevap vermek yeterli idi. Halkın beklentileri zaman ve zemine göre değişse de çok büyük bir fark olmuyor. Temmuz -2007 seçim sonuçlarında görülüyor ki halkın birinci derece tercihi kendini yönetecek olanların dini hassasiyeti… Diğer belirleyici unsur ekonomi. Devlet mallarının satılması, özelleştirilmesi veya uluslararası tahkim, dışa bağımlılık vb. Şeyler ilgilendirmiyor halkı. Ekonomi düzgün işlesin yeterli… Uzun vadede neler olup biter önemli değil!
Sonuç;
Aydın feryat ediyor!

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Gül/ü verdik

Güzel yüzleri somurtkandı,
Temizdi ama şüphe doluydu kalpleri.
Gül/ü verdik.

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Kendin olmak

“İlim kendini bilmektir” der Yunus.
“Göründüğün gibi ol” der Mevlana.

İnsan, küçük bir kâinat.

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Me/deniyet


Adam sinirli sinirli şöyle söyleniyordu;

'Hukuk kurallarının ne hakkı vardı ondan üç yılı çalmaya. Üç yıl insan yaşamında çok uzun bir süreydi ve o üç yıllık süreyi artık sevmediği bir kadın ile evliliklerinin yürümeyeceğini hukuka ispat etmek için zayi etmek istemiyordu. Hukuk insan için olmalıydı, insanın yaşamından üç yılı çalmak için değil.” Bütün bu düşüncelerini ve ayrı çatı altında kalma süresinin üç yıldan bir yıla indirilmesini dile getiren bir dilekçe ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine müracaat etti. '

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Dom dom, düm tek tek

Önce bir kasap hikayesi anlatıyım.
Kıyma almaya gittiğimde kasap anlatmıştı.

Kendi seçtiğim et parçasını kıyma makinesine atarken duvardaki resmi işaret edip “Bu büyükbabam, mesleği ondan öğrendim.” dedi. Ben dönüp resme bakarken gülerek şu hikayeyi anlattı.

Devamını Oku