Ahmet Bektaş Şiirleri - Şair Ahmet Bektaş

Ahmet Bektaş

Yeni Kapılar Açılıyor

Güzelim, hazır mısın?
Çıkalım…

Aşağı bakma!

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Yaşlandıkça Bencilleşen İnsan/lık!


“Biz'den, ben'den vazgeç, gel, gel.
Sen'lik ve biz'lik yok oluncaya kadar gel.
Ne "sen" kalasın, ne de "biz" kalalım! ” Mevlana

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Kadın-erkek eşitliği üzerine

Kadın-erkek eşitliğini bireysel hak ve özgürlükler alanında sağlamanın, toplumun huzuru için ne kadar gerekli olduğu açık. Kadın ve erkeğin, biyolojik ve sosyal konum itibariyle eşit olmadıkları da açık… Kadınların, erkeklerden fiziki güç ve cesaret yönünden zayıf yaradılışa sahip oldukları da açık… Bu durumda, toplumsal huzur için eşitlik nasıl sağlanacak? Eski kefeli terazileri bilirsiniz. Bir tarafa tartılmak istenen ürün konur, diğer tarafa gram/kilogram cinsinden ağırlık konulur, duruma göre iki taraftan eşitlik sağlanana dek artırılır/eksiltilir. Şimdi farazi olarak kadını bir tarafa, erkeği diğer tarafa koyalım; eşitlemeye çalışalım. Eşitliği sağlamak için her iki taraftan ya eksilteceğiz, ya azaltacağız. Bunu yaparken her iki tarafın da hakkını yememek için azalan/artan değerlerin hesabını iyi yapmalıyız. İşte bu hesap bize kadın ve erkek eşitliğinde izleyeceğimiz yolu gösterecektir. Burada toplumun genel eğilimi ve geçmişten devraldığı geleneksel yapısı etkin olacaktır. Dini inançların çok önemli olduğunu da biliyoruz. Kadın ve erkeğin bireysel hak ve özgürlüklerde eşit olduğunu söylemiştik. Amacımız sosyal yaşamın her alanına eşitliği yaymak ise haksızlığa sebep olacak farklılıkları görmemiz gerekecektir. Bu konuda çok şeyler yazılır ama “Sözün tesiri kısalığındadır” düsturu ile hareket etmek ve kısa örnekler vermek isterim.

Erkekler askerlik vazifesi yapıyor; şehit oluyor, gazi oluyor! Bu vazife yapılmaz ise kadınlar da esir oluyor! Erkekleri doğuran kadınlar değil mi? Demek ki bir yardımlaşma ve vazgeçilmez bağ var. Biri olmaz ise diğeri eksik oluyor veya yok oluyor.

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Niyet, akıbet

'Niyet hayır, akıbet hayır' Ali Semerkandi

Hedefin kadar uğraşır, hedefin kadar başarırsın.
Hedefi büyük tutmaktan daha önemlisi, hedefe ulaşmak için gösterilecek çabadır. Başarı için inanç ve şevk esastır.

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Kolye

Yaşanmamış bir sevdanın
Külleriydi savrulan.
Kum saatinin ince beline
Takılıp kaldı hayaller…

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Hiçlik

Hiçliği övenler, hiçliği eğer tecrübe etselerdi "Hiç" olmayı asla istemedikleri gibi övdüklerine de şaşırırlardı! Hiç, “Hep” in potansiyelidir! Yani hiçlik, varlık aleminde bir "Ben" olmadan anlamsızdır! Her şey, hiçin potansiyelinden çıkar ama nasıl? "Kün" ile "Ol" ile. Öyle hiçlik tafraları yapanlar önce hiçliği anlasın! Hiçlik aslında anlatılmaz bizzat yaşanır! Bu da hal olarak bilinir. Bireysel bir durumdur! Benliğin hiçin potansiyeline bakmasıdır! Bunu denemeyen popülerlik adına övüyor ki güya hiçliği denemiş havası verecek! Bu hal aslında sırdır! Varlık olmadan, hiçlik anlamsızdır. Hiçin bir varlık tarafından izlenmesi ile görünmesi var! Yani hiçlikteki sonsuz potansiyel varlık ile bilinecek! Bunun çok yansıması vardır! Evet, bilinmek için hiçlik potansiyelinden varlık alanına çıkmak gerekiyor. Yoksa hiçlik zaten sınırsız bir potansiyeldir! Yazanın da bilinmesi, potansiyelinin görünmesi için okuyan gerek. Bu hakikat burada da işler. Yazanı kimse görmese, okumasa hiçlik alanında olacaktı yazının mesajı. Biri okuyunca, varlık sahasına çıkar. Yani göstereni gören açığa çıkarır.

Son tahlilde; hiçlik, bir varlık değildir! Hiçlik, “Hep” in potansiyelidir! Açığa çıkması için tercih edene ihtiyaç vardır. Tercih eden yok ise hiçliğin sınırsız potansiyelinin bir anlamı da kalmaz! Yani hiçlikten var eden olmalı ki hiçlik anlam kazansın! Varlık yoksa hiçlik hiç bilinmez. Hiçlikten de söz edilmez! Yani hiçlik bir varlığın potansiyelinin tanımıdır!

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Sihirli parıltılar saçıyor Güneş.
Birinin!
Alnının tuzu kavuruyor gözlerini.
Diğerinin, genzinde deniz tuzu...
Fosforlu gözlüğüne rağmen,
Kamaşır gözleri.

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Kadın mı, erkek mi üstün?

Bismillahir'Rahman'ir'Rahim'

Kâinatın bize bakan yönünde en fazla tecellisi görünen 'Rahman' ve 'Rahim' isimleri besmelede anahtar gibi zikredilmiş... Allah'ın esması kâinatta her şeyde görünüyor, ciltler kitap yazılsa tam açıklamakta insan aciz kalacaktır. Zikirdeki sıralamaya da dikkat çekmek isterim.

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Düzüşmece


Düzen değişse de düzülenler üzülür!
Zaten hep alttakiler düzülür!
Düzücüler kurnaz, paslaşır,

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Bir kadının kendi özgüveni ve yeteneğiyle, ayakta kalmak istemesi; feministlik değildir. Erkeklere dahi güçlüklerle mücadeleyi ve özgüveni öğreten, bir kadın neden feminist olsun ki. Erkeği de kadını da yaratan rabbim; onları birbirini tamamlayacak şekilde yaratmış; aynı yaratmamış. Feministlik, katı manasıyla bir nevi itirazdır. Neye itiraz; yaratılışa mı? Yaratana mı? Kadın kadınlığa has özelliklerini açığa çıkarmalı; o zaman güzel olur. Erkeklerde bulunması daha güzel olan bazı özelliklerde ısrar etmesi, kadının zararına bir sonuç olur kanısındayım.

'İltifat da hakaret de aynı kaynaktandır: Başkalarına bağlı olanların kaynağından.' İltifat gerçekten, hakkıyla yerinde güzeldir. Övgüyü hak edeni, överim; sevgiyi hak edeni, severim. Feministlerin en büyük sorunlarından birisi; yeterince sevilmemek. Her kadın, sevilmeyi ve güvenmeyi yaradılış gereği ister. Bazı feministler, himaye edilmeyi ve itaati kabullenemediklerinden; fıtraten çok ihtiyaçları olan, sevgi ve iltifattan mahrum kalıyorlar.

Bir kadın, adam gibi (doğru, dürüst, mert, sevecen, güçlü, hakim, kararlı, inançlı, şerefli) bir erkeği neden reddetsin? Adam gibi adam, kadın gibi kadın bu zamanda zor bulunuyor gerçekten.

Devamını Oku