Bir masal anlat anne, papatya kadar masum
Barış sevgi yeşertsin dökülecek her tohum
Alemi sarsın koku kuşatsın oylum oylum
Kelebekler uçuşsun çiçekleri solmasın
Zamansız ölüm hüznü yüreklere dolmasın.
Kelebek kanadında bahçe üstünde uçtum
Gelinciğin gözüne konuverdim dün gece
Bela oldum herkese sanki en büyük suçtum
Ağustosun sonunda donuverdim dün gece.
Gelinciğin gözünde neler gördüm derseniz
Soluğun son ninnisi dokunup uyartacak
Gözünde sakladığı ilhamın masalını…
Yarı kırık duygular her sözcükte artacak
Vuracak bir kurşunla acı yüklü salını.
Gökyüzünün alnına işleyip sitemleri
“Gülümse” diyor bir ses “unut bu bayram gamı
Gülümse ki ruhunda huzur çiçeği açsın”
Ahengiyle sarıyor içimdeki yaramı
“Yaşayan bir insansın mutluluğa muhtaçsın
Rüzgârla savrulurken söndürdüğün küllerin
Yeni baştan yeşersin dökülen kâküllerin.”
Dudaktan dökülen her merhabada
Çiçekler açılır içimde birden
Sesler uzaklaşır kaybolur ya da
Zambaklar fışkırır sessiz kabirden.
Nakşeder sözleri hülyalarıma
Kimi tersten kimi düzden,
Hoşlanmazlar doğru sözden
İşte dostlar biz bu yüzden
Cemiyetten sürgün olduk.
İyi niyet sezilmedi
Yanardağda lav söner içimde ateş sönmez
Mazlumun çığlığına ses olmaya gelmişim
Dünya dönse durmadan fikrimin yönü dönmez
Hainlerin marşına es olmaya gelmişim.
Tehdit öfke hepsi boş şehit erler neslimiz
Bir ay varmış küçücük göz kırpmadan parlayan
Doğuştan yetenekli karaya ışık yayan
Kocaman gezegenler bu dünyadan uzaklar
Ay’ı alt etmek için kurmuş türlü tuzaklar.
Dedim ya yetenekli, ay düşer mi tuzağa
Ökseye yakalanmaz atıverir uzağa.
Dün bahçeme saldırdı acımasız bulutlar
Yatağında düş gören fidanları söktüler
Kızıl kanla sulayıp barut içen haydutlar
Tomurcukken çiçeğin yaprağını döktüler.
Nasıl huzur bulurum bahçem olmuş tarumar
Bu nasıl aymazlıktır sessiz kalmamı umar.
Çelikten bir tekerlek nasıl kayarsa buzda
Bazıları kaydılar geçen sene temmuzda.
Dev altında kaldılar cürmü kendinden büyük
Taşınır mı omuzda taşınır mı bunca yük?




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!