yana yakıla
kim ördü diye arayıp duruyoruz
bu duvarı aramıza
senin elinde bir çekiç
benim elimde mala!..
bir ev isterim
iki göz oda bir sofa
altı toprak
üstü gökyüzü
bir ev isterim
evim evim
benim küçük evim
iki göz oda dört pencere
hep birini bekler gibiydiler
sedirin önünde kaneviçe kırlent
göz nuru dantel perdeler
dizim dizim gökyüzünde
göçüyor göçmen kuşlar
ayrılığın hüznü çökmüş dallarda
rengi ruhsarına yaprakların
küs bir sevgili gibi güneş
erken iner akşamlar
babasının kucağında dün
vurdu Filistinli bir çocuğu
Auschwitz’de vurulmuş
bir yahudinin torunu
Anne Frank’ın hatıra defteri
daha zalim değildir sevgilim
sırtlanların bile dişi hasretinden
yollarında söndü gözlerimin feri
sanki ölüm
yaşamaktan yakın şimdi
GEL
kulağımda annemin çağıran sesi
elimiz yüzümüz toz toprak
çekilirken sokağımızdan akşam güneşi
oyunlarımızın en güzel saatleriydi
kilit nedir bilmezdi kapılarımız
sana bu dizeleri
benden habersiz yazıyorum
biliyorsun
benden habersiz gönderiyorum
gizli gizli
erken uyandırdım bu gece sabahı
börtü böcek
yer gök şaşırdı
son ışığımı da döktüm yollarına
hasret sarısı
istihab haddimi
çoktan aştın ey hayat
dünyada suç
ahirette günahtır bu
sarmadığın bela
açmadığın dert mi kaldı başıma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!